Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Aren

17 Haziran 2021     

     Yer ve şahıs adı olarak görülmektedir. Şahıs adı olarak Aren, ‘temiz, saf, arı duru olan, huyu suyu temiz olan, iffetli’ gibi karşılıklarda kullanılmıştır. Yer adı olarak öncelikle İzmit’e bağlı Gebze ilçesinin Denizli ve Tavşanlı köyleri arasındaki kayalıklardan oluşan bir vadide akan derenin adıdır. Aren Dere denilen bu dere, İstanbul’a bir saat mesafede bulunmaktadır. Aren Dere, Ballıkayalar Vadisi’nden İzmit Körfezi’ne akmaktadır. Eskişehir yöresinde Aren Çeşmesi, Arenkırma Sırtı ve Arenyayla Mevkisi bulunmaktadır. Aren adındaki ar kök sözcüğü ‘saf’, ‘temiz’, ‘su’, ‘suyun akışı’ gibi karşılıklar içermektedir. Hititçeden bu yana Eski Ön Asya’nın  Aryen Dillerinde ar- kök sözcüğü ‘su’ ile ve dolayısıyla ‘temizlik’le ilişkilidir. Adıyaman’ın Çelikhan ilçesi havalisinde Aren Deresi denilen akarsu bulunmaktadır. Bunlarla bağlantılı olarak arena ise su, göl ya da deniz kenarlarındaki kumsal yerleri ifade etmektedir. Latince arena ve harena sözcükleri ile benim burada söz konusu ettiğim Aren adı arasında bir bağlantının olduğu kanısındayım. Aren, kişi adı olarak da – deyim uygunsa – ‘huyu, suyu temiz’ insan karşılığında ifade edilmektedir. İspanyolca arena (=kum) sözcüğü, ‘çeşitli müsabakaların üzerinde yapıldığı yer’ olan arenalar ile bağlantılıdır. Arenalar, önceleri deniz kenarındaki kumsal yerlerdi.

     İran’ın Kerman yöresinde Aran ırmağı, Hazar Denizi’nin güneyinde Mazanderan yöresinde Arencak vadisi ve İsfahan yöresinde Arencan köyü bulunmaktadır. Yine, İran’da Şiraz yakınlarında Arzan Gölü ve Hazar Denizi’nin güneyinde Markazi yöresinde 2306 m yükseklikteki Arende dağının varlığını belirlemekteyim. Çok geniş bir coğrafyada kullanılan bu ve benzeri sözcükler Sanskritçe arya (=asil, saygın, temiz, soylu) ile aynı kökene dayanmaktadırlar. Öte yanda Çağataycada arun (=çok temiz, çok iyi, mükemmel) ve arya (=nehir yatağı, akıntı) sözcükleri bulunmaktadır. Orta Çağda Çağataylar İran halklarıyla içi içe yaşıyorlardı ve kültürel etkileşim çok belirgindi. O nedenle İran Dillerinden Çağataycaya söz geçişini doğal karşılamak gerekir. VIII. yüzyılda Bithinya bölgesinde Artana adlı akarsuyun varlığı biliniyordu. Sonraları bir kısım kaynaklarda bu akarsudan Artana Çayı diye söz edilmiştir. 

    Bitlis’in Adilcevaz ilçesine bağlı bir bucak merkezi Arin adıyla biliniyordu. Adı değiştirilerek Göldüzü denildi. Bu yerleşim yerinin adı Arın ve Aren şekliyle de telaffuz edilmiş. Arin aynı zamanda Van Gölü’nün kuzeyinde ve Adilcevaz’ın doğusunda bir göl adıdır. Bu gölün adı günümüze dek intikal etmiştir. Aren adı Ön Asya’da diğer halkların dillerine de geçmiş olabilir. Aren adı Kürtçe veya Ermenice bir isim değildir. Bu halklara mensup kimseler bu adı taşıyor olabilirler. Ancak, Aren adının tarihin çok daha eskilerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Sumerliler ‘temiz, namuslu, iffetli’ karşılığında girin diyorlardı. Hititlerin yıkamakla ilgili fiillerinin birçoğu ar- ön ekiyle başlıyor. Öyle anlaşılıyor ki, Aren adı buradaki ar- köküyle bağlantılıdır.