Aşk
10 Temmuz 2020
Aşırı sevgi ve tutku. Yaygın anlatımlara göre, Arapça aşeka (=sarmaşık) kelimesinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Kimi kaynaklar, bu sarmaşığa “zehirli sarmaşık” demektedirler. Bir kısım kaynaklar ise Türkçedeki aşık sözünü “ışık” ile ilişkilendirirler. Aşk, olgusu görmekle ilgilidir. Işığı gören göz’dür. Görmeden âşık olunamayacağına göre, aşk kelimesi görmeyi sağlayan göz sözcüğüyle bağlantılıdır. O nedenle, aşk sözünün, Arapça aşeka/aşaka (=sarmaşmak) kelimesiyle ilişkili olmadığı kanısındayım. Çünkü, sarmaşmanın olduğu yerde aşk sona erer. Bu bağlamda, aşk sözünün, Ermenice aç’k (=göz) kelimesine dayandığını sanıyorum. Farsçadaki eşk ise, ‘gözyaşı’ karşılığındadır. Âşık sözü, yaygın olarak, Orta Çağ’dan bu yana Arapça konuşulan ülkelerde değil, Ermenice ve Türkçe konuşulan coğrafyalarda görülmüştür. Bu açıdan, Türkçe deyiş söyleyen âşık’ların yanı sıra Ermeni aşoq’ları da ün salmışlardır. Ermenice aç’k (=göz) sözüne benzer olarak, Romence ochi, Almanca Auge, Flemenkçe oog; Bulgarca, Boşnakça, Sırpça ve Hırvatça oko, İsveççe öga diye ifade edilmektedir. İslamiyetten sonra Türkçe eserlerde aşk yerine ışk sözü kullanılmıştır. Hoca Ahmed Yesevî’nin “Divan-ı Hikmet”inde ışk sözü birçok yerde geçmektedir. Yunus Emre: “Gönlüm düştü bir sevdaya/Gel gör beni ışk n’eyledi” demektedir.