Ayna
11 Temmuz 2020
Karşısındaki şeylerin görüntüsünü aksettiren, yansıtan levha. Arkası sırlanmış camdan oluşmaktadır. Türkçedeki ayna sözcüğü aynı karşılıktaki Farsça āyine veya āyîne sözünden gelmektedir. Farsça āyine ise Arapça ayn (=göz; aslı, kendisi, bir şeyin tıpkısı; kaynak, pınar) sözcüğüyle aynı köktendir. Arapça ayn sözcüğü Akadca inum (=göz) sözcüğünden kaynaklanmış olmalıdır. Aramicede ayna şekliyle biliniyor. Farsça āyine, āyinā ve āine şekilleri kullanılmıştır. Bu sözün Eski Farsça dhai (=görmek) kelimesiyle ile ilişkisi açık değildir. Eski Kuzeybatı İran Dillerinden Avestaca avi-dayana (=görünmek, göstermek) sözü, Kürtçede āwinā (=ayna) şekliyle devam etmiştir. Batı Dillerinde wi, Kürtçede di kök sözcükleri ‘görmek’le ilgilidir. Bununla birlikte Yukarı Fırat Bölgesi Kürtçesinde ‘ayna’ karşılığında kullanılan hili kelimesinin Ermenice hayeli (=ayna) sözünden dönüştüğü kanısındayım. Beluçça adenk, Osetçe/Alanca ai’dänä, Bengalce āyanā, Nepalce ainā, Sindhice eynu, Tacikçe oyina, Urduca eyne veya ayna ve Kürtçe nainik/neynik, sözleri ‘ayna’ karşılığındadır. Ayna kelimesinin Semitik Dillere ait olmadığı, ‘ayna’ karşılığında telaffuz edilmiş olan Semitik sözlerde görülmektedir. İbranice mareah, mirh ve mare kelimeleri ‘ayna’yı belirtmektedir. Süryanicede mirre ve Arapçada mirat, ‘ayna’ demektir. İngilizce mirror (=ayna) kelimesinin Semitik Dillerden alındığını söyleyebiliriz. İrani Dillerden gelen ayna sözcüğü Türkmence ve Kazakçada da yer alıyor. Azericede yaygın olarak güzgü (=ayna) sözcüğü kullanılıyor.