Bey
15 Ağustos 2019
Türkçede kullanılan bey sözcüğünün bay sözcüğünden dönüştüğü anlaşılmaktadır. Birine bey yerine bay dediğinizde onu küçültmüş olmuyorsunuz. Bir zamanlar bey yerine bay deniliyordu. 1960’lı yıllarda yazdığımız mektupların zarflarına göndereceğimiz şahsın adının başına “Bay” yazıyorduk. Sonraları bu uygulamaya gerek duyulmadı. Sir Gerard Clauson, Türkçedeki bey sözcüğünü Çincede ‘yüzbaşı’ karşılığındaki po sözcüğüyle ilişkilendirse de bunun doğru olmadığı kanısındayım (Sir Gerard Clauson, “An Etymological dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish”, Oxford 1972, s.322-323). Eski Kuzeybatı İran Dillerinden Avesta Dilinde baga (=efendi, sahip; Tanrı) sözcüğü biliniyordu. Baga sözcüğü aynı karşılığıyla Eski Farsçada da kullanıldı. Sanskritçede bhaga (=efendi, sahip) sözcüğünün de telaffuz edildiği görülmektedir.
Orhon Yazıtları’nda beg, begler, beglik sözcüklerini görmekteyiz. Bu sözcükler adı geçen yazıtların birçok yerinde bulunmaktadır. Söz gelimi, Kültigin Yazıtı’nın Doğu yüzünde (D 20) Talat Tekin’in naklettiğine göre, “bars beg” (Bars Bey)’den söz edilmektedir. Aynı yazıtlarda ‘zengin’ karşılığında bay sözcüğü de kullanılmaktadır. Öyle sanıyorum ki, bay ve bey sözcükleri Göktürklerin bir kısmının dinleri olan Zerdüştilik aracılığıyla İranî kavimlerden Türklere intikal etmiş olabilir. Günümüzde Azeriler bay yerine bey demektedirler. Bay karşılığında Başkırtlar bey/mırza, Kazaklar ve Kırgızlar mırza, Özbekler cenab, Türkmenler ağa, Uygurlar bay, Tatarlar ise efendi/huca/bay/bey demektedirler. Bey sözcüğü de aynı dillerde hemen hemen aynı sözcüklerle belirtilmektedir. Bununla birlikte, Kırgızlar, Kazaklar ve Türkmenlerde bak, bek, bay şeklindeki yazılış ve telaffuzların da olduğunu bir kısım devlet adamlarının adlarında bulunan eklerden dolayı anlıyoruz. A. Von Gabain, Eski Türkçede “bay” (=zengin) ve “bäg/päg” (bey) sözcüklerinin bulunduğunu aktarmaktadır.
Carl Brockelmann, Sasani hükümdarlarına verilen Baga unvanının “Allah” karşılığında kullanılan Eski Farsça ve Sanskritçe bhagah ve Pehlevice be sözcüklerine dayandığını öne sürmüştür (C. Brockelmann, “Hofsprache in Altturkestan”, Donum Natalicum Schrijnen, Utrecht 1929, s.223). Ayrıca, Karahanlılarda bilinen begeç unvanının beg/bey demek olduğunu sanıyoruz. F.W.K. Müller, Uygur metinlerinde hakana Beg ya da İlig Beg; belde egemenlerine de Beg denildiğini aktarmaktadır (F.W.K. Müller, “Zwei Pfahlinschriften aus den Turfanfunden”, ABAW 1915, s.12).
Bir zamanlar Kırgız ve Kazaklarda yargıçlara biy; boy ve oymak şeflerine ise bek denilirdi. Selçuklular ve Osmanlılarda önceleri kullanılan Selçuk Bey, Ertuğrul Bey, Orhan Bey örneklerindeki bey unvanı zamanla devletin bürokratları için kullanılmaya başlanmıştır.
Bey sözcüğünü Kıpçaklar Tanrı’nın sıfatı olarak görüyorlardı. Altay şamanları da “Ülken Pi” (=Tanrı Bey) diyorlardı. Kazaklara ilişkin eski kaynaklarda “Bay Tanrı” dedikleri görülmektedir. Söz konusu topluluklar bay, biy, pi gibi unvanları tarihte hem tanrı için hem de egemenler için kullanmışlardır. Tanrı için ifade edilen bu unvanların, Eski Kuzeybatı İran halklarının Tanrı karşılığında telaffuz ettikleri Baga sözcüğüyle bağlantılı olduğunu desteklemektedir.