Beyin
26 Nisan 2024
Duyum, bilinç ve sinir merkezi olan kafatasındaki yumuşak kitle; yöneten kimse veya merkez; akıl ve kavrama yeteneği; bilgi ve eğitim düzeyi yüksek kimse; dimağ. Kıpçakçadaki beyin (=dimağ) sözcüğünden alınmadır. XIII. ve XIV. yüzyıllarda Arap aydınları tarafından yazılan Kıpçakçaya ilişkin sözlüklerde beyin sözcüğü geçmektedir. XIII. ve XIV. yüzyıllarda Kıpçakçada görülen mey, meyin, meyni, miyim ve miyni sözcükleri ‘beyin’ karşılığında kullanılmıştır. Kıpçakça beyin sözcüğü aynı dilde kullanılan meyin sözcüğünden evrilmiştir. Adı geçen m ile başlayan sözcükler XI. yüzyılda Yusuf Has Hacib tarafından yazılan Kutadgu Bilig adlı eserde geçen menğe (=beyin, akıl) sözcüğüyle bağlantılıdır. Aynı yüzyılda yazılan Kaşgarlı’nın sözlüğünde menğile (=beyin yemek) sözcüğü yer alıyor. Buradan anlaşılıyor ki, Orta Çağ Türkçesinde menği veya menğe sözcükleri ‘beyin’ karşılığında ifade edilmiştir. Bu bakımdan Türkçedeki beyin sözcüğü Arapça beyn (=ara) sözcüğüyle ilişkilendirilemez. Türkçe beyin sözcüğünün Farsçada mayna şekli görülmüştür. R. A. Açaryan’ın aktardığına göre beyin sözcüğünün Ermenicede de kullanıldığı belirlenmiştir. Arapça muḥ veya dimağ, İbranice moḥ, Kürtçe meji, Tacikçe majna, Uygurca minğä veya miyä, Yunanca miyalá, Türkmence beyni, Özbekçe miyä, Kazakça mıy, Kırgızca mē, Tatarca mi, Azerice beyin. Bu bağlamda beyin sözcüğünün evveliyatını oluşturan menğe veya menği şekillerinin hangi kanaldan Türkçeye aktarıldığı belirsizdir.