Can
30 Ocak 2020
Ruh, yaşama gücü. Farsça cân (=ruh) sözünden Türkçeye geçmiştir. Sanskritçe can (=doğmak), canah (=insan), canani (=anne), canman (=doğuş), canaka (=doğurtucu, baba); Kürtçe can (=ruh, yaşayan beden), Farsça ve Kürtçe canan (=sevgili); Kürtçe canpolat (=çelik canlı), cangir (can alıcı, Azrail), can avıtın (=can atmak) gibi can sözüne dayalı takriben 50 kadar söz bulunmaktadır.
Can, civan, jiyan gibi sözler tarihsel açıdan ortak kökene dayanmaktadır. Kürtçe jiyan (=hayat, ömür), jiyîn (=yaş, hayat, ömür; yaşamak), jîndar (=canlı), jînî (=canlılık), jînde (=canlı, enerjik), jindewar (=canlı) sözleri yukarıda geçen Farsça can (=ruh) ve Sanskritçe can (=doğmak) sözleriyle bağlantılıdır. Kürtçe ciwan ve Türkçe civan sözleri can ve jiyan sözleriyle ortak kökene dayalıdır. Farsçada canbaha (=can parası, fidye), cān-bāz (=canı ile oynayan), cān-dār (birinin hayatını kurtaran) gibi sözler bulunmaktadır.
Can sözü, Aryen Dillerden Türkçe ve Türkçeyle akraba dillere de intikal olmuştur. Azerice, Uygurca, Türkmence, Tatarca, Özbekçe, Kırgızca can; Kazakça jan, Başkırtça yän sözleri bu açıdan birer örnektir.
Şahıs adı olarak Canalp, Canali, Candemir, Candoğan, Canbay, Canbey, Cangür, Cansu, Cansev, Cansel, Cangiray ve benzeri adlarla karşılaşılmaktadır.