Çay
1 Eylül 2020
ÇAY (I) Çaygillerden nemli iklimlerde yetişen bir küçük ağaç ve bu ağacın bazı işlemlerle kurutulan yaprağı. Latince bilimsel adı: Thea chinensis. Çay bitkisinin ana vatanı Çin ülkesidir. Çay, Avrupada thea veya te olarak bilinir. Asya ülkelerinde ise yaygın olarak çay şekliyle ifade ediliyor. Avrupalılar Çin ile olan ticaretlerini deniz yoluyla yapıyorlardı. Çin’in güneyinde bulunan Fujian eyaletindeki Mın Nan lehçesinde ‘çay’ yerine te deniliyordu. Avrupalılar Çin’in güneyinden deniz yoluyla çayı ülkelerine taşıdıklarından bu bitkinin adı Avrupa’da yaygın şekilde te veya thea olarak yerleşmiştir.
Çin ile kara yoluyla İpek Yolu üzerinden ticaretlerini sürdüren Asya ülkeleri bu bitkiyi ülkelerine ça adıyla taşımışlar. Çünkü, Çin’in kuzeyinde konuşulan Mandarincede ‘çay’ bitkisi ça adıyla kullanılıyordu. Bu ticareti yapan ülkelerin önlerinde yer alan İranlılar ça adını zamanla çay şeklinde ifade etmişler. Bu nedenle, Asya kıtasında söz konusu bitkinin adı ça, cha, chai, çay biçimlerinde yer etmiştir. Orta Çağda takriben X. yüzyılda Orta Farsça çay kelimesinin Türkçeye de geçtiği sanılmaktadır. Kazakça şay, Başkırtça sey denilirken, Tatarca çey; Türkmence, Kırgızca ve Azerice çay şekliyle ifade ediliyor.
Başlıca Asya Dillerinden Çince chá, Rusça chay; Farsça, Urduca, Uygurca ve Kürtçe çay, Tacikçe coy, Hintçe chaay, Pencapça cāha, Bengalce ca, Arapça şay, Svahilice chai, Nepalce ciyā, Malayamca cāha ve Japoncada ocha diye biliniyor. Bu bitkinin adı, Slav Dillerinde genellikle çay şeklinde telaffuz ediliyor. Avrupa Dillerinden Latince tea, İtalyanca tè, Almanca Tee, Fransızca thé, İngilizce tea, Flemenkçe thee, Macarca tea, İspanyolca té; İsveççe, Danca, Katalanca, İzlandaca te olarak dile getiriliyor.
ÇAY (II) Irmaktan küçük, dereden büyük akarsu. Kimi zaman ırmak karşılığında da kullanılmıştır. Çay sözcüğü XIV. yüzyıl sonrası bir kısım Türkçe metinlerde görülmüştür. Kaşgarlı’nın sözlüğünde bulunmamaktadır. Kaşgarlı’da geçen say (=kara taşlık yer) sözcüğüyle ilişkisi belirsizdir. Orta Çağ Türkçesinde say sözcüğü genellikle ‘kır’ karşılığında kullanılmıştır. Günümüzde Türkmence çāy, Özbekçe sày ‘dere’ karşılığındadır. Uygurlar buna kiçik say da diyor. Uygurca say, Özbekçe sày akarsu sayılan ‘çay’ı ifade ediyor. Hasan Eren bir akarsu türü olan çay’ın aynı karşılıkta görülen say ile birleştirilemeyeceğini öne sürüyor. Öyle sanıyorum say ve çay sözcükleri Kaşgarlı’dan bikaç yüzyıl sonra ‘akarsu karşılığıyla ifade edilmiştir. Bununla birlikte Yenisey ırmağı adındaki sey son ekinin ‘akarsu’yu dile getirmiş olması bir olasılıktır. Böyle olunca çay (büyük akarsu) sözcüğünü aynı karşılıktaki say ve sey ile ilişkilendirme akla gelebilir. Çağataycada çay şekli görülüyor. Farsça cūy veya cū sözcükleri dereden büyük akarsu olan ‘çay’ı belirtmektedir. Bu bakımdan çay sözcüğünün Farsça cūy ile aynı kökten kaynaklanmış olması uygun görülebilir.