Çile
25 Aralık 2019
ÇİLE (I) Hint-Ari Dillerde ‘kırk’ sayısı karşılığındaki çihil, çehl, çel ve benzeri sözlerden gelmektedir. Çile çekmek deyimi, kadim inançlardan itibaren üç büyük dine de intikal eden 40 günlük inzivaya çekilip dünyevi işlerden uzak durmaktan kaynaklanmıştır. Çile, ermişliğe giden yolda başlıca aşamadır. Antik Yunanlıların ataraksia, Eski Hintlilerin nirvana dedikleri bu aşama, İslamiyetin yayılmasından sonraki tasavvuf akımında fenâ fi-ilah derecesi ile devam etmiştir. Bununla birlikte, Musevilik ve İsevilikte kırk günlük oruç diye niteleyebileceğimiz nefsi ıslah dönemleri bulunuyordu. İlk Çağdan bu yana mistik sayı olarak görülen kırk sayısı İslamiyette ‘kırkların cemi’, ‘kırklar kapısı’ gibi deyimlerle varlığını devam ettirmiştir. Yer adlarında da kırk sayısını oldukça fazla görmekteyiz. Kırk Kilise, Kırklareli’nin adı olarak biliniyordu. Cumhuriyet döneminde “laikliğin gereği olarak!” Kırklareli şeklinde değiştirildi. Bu bağlamda, gerek yer adlarında, –Kırkçeşme, Kırkağaç, Kırkkonaklar, Kırklar Dağı gibi- ve gerekse günlük yaşantımızda -kırk gün kırk gece, kırkını vermek, kırkını çıkarmak, kırkını görmek gibi- kırk sayısını çokça kullandığımız görülmektedir.
Kırk sayısı karşılığındaki Farsça çihil ve Kürtçe çıl/çel sözlerine istinaden Türkçede çile sözcüğü kullanılmaktadır. Farsça çile-keş (=çile çeken) sözüyle bağlantılı olan Türkçedeki çile çekmek deyimi, eski inançlardaki kırk günlük nefsi ıslah süreçleriyle ilişkilidir. Kırk sayısını Araplar, erbaîn (=kırk) sözüyle ifade etmektedirler. Erbâin, safer ayının 20. günüdür. Bu güne İmam Kırkı da denilmektedir. Kürtçede “çıle-yê zıvıstanê” (kışın kırkı, kışın çilesi), kış mevsiminin ortalarını belirtmektedir.
Annemarie Schimmel’in kanısınca, “İslami gelenekte 40’ın başka bir önemli işlevi daha vardır: Hazreti Muhammed’in adının başında ve ortasında bulunan mim harfinin sayısal değeri 40’tır. Bu nedenle Peygam ber’in kendisine has bir sayı olduğu düşünülür,” (Annemarie Schimmel, “Sayıların Gizemi”, çev. Mustafa Küpüşoğlu, Alfa Yay., İstanbul 2017, s.241).
Hintçe chaalees (ok. çalis), Bengalce Calliśa, Urduca çalis, Pencapça cali, Tacikçe cil sözleri Kürtçe çel ve Farsça çihil ile aynı kökene dayanmakta ve ‘kırk’ sayısını ifade etmektedir. Buna karşılık, Orta Asya kavimleri çile ve kırk sayısı karşılığında başka sözcükler kullanmaktadırlar.
ÇİLE (II) İplik demeti, iplik bağı. Kırk kat sarıldığından bu adı almış olduğu kanısındayım. Bu bağlamda Farsça çihil ve Kürtçe çılle sözcükleriyle ilişkilidir.