Dadı
2 Haziran 2020
Bir ailenin çocuğuna bakmakla görevli kadın. Farsça dādū kelimesi çocuk dilinde telaffuz edilmiştir. Farsça dādū, ‘yaşlı hizmetçi veya eğitici’ olarak biliniyor. Avestaca daenu (=kadın), Sanskritçe dhā kökünden dhāyati (=emmek) sözüyle ilişkisi olabilir. Ancak bununla birlikte Sanskritçe daya (=himaye edici, koruyucu kimse) sözüyle münasebeti yok sayılamaz. Eski Farsça dayaki ve Farsça da sözleri ‘sütanne, bakıcı, yaşatıcı’ olarak anılmaktadır. Kürtçede ‘anne’ karşılığında da, di, diya, daye, dayê sözleri bulunmaktadır. Afganca dāyi, Osetçe/Alanca dayun veya dayin (=emmek) sözlerini kullanılmıştır. Beluçça dāi (=anne) sözünü de bunlara eklemek gerekir. Osmanlı Sarayındaki Daye Hatun sözü Kürtçe daye (=anne) sözünden alınmadır. Dādū ile aynı karşılıkta olan Farsça dādā şekli de ‘çocuk dili’nden alındığı varsayılmıştır. Kürtçede da/za kök sözcüğüne istinaden zayin/dayın sözü ‘doğurmak’ demektir. Dayin/zayin (=doğurmak, vermek) sözü, annenin doğurucu özelliğine dayanılarak ifade edilmiş ve daye (=anne) denilmiştir. Daye sözünün eril şekli ise dayı (=annenin erkek kardeşi) diye dile getirilmiştir. Azerice dāyä sözü ‘dadı’ demektir. Gürcüce deda (=anne), Yunanca dada (=sütanne, dadı) sözleri de aynı bağlantılar içinde algılanmalıdır. Amerika’da Kaliforniya sınırında konuşulan Palaik Dilinde taii ve Kaliforniya eyaletindeki Obispo Dilinde tuyu sözü ‘anne’ demektir. Farsça ve Kürtçe da kök sözünden türetilen dader kelimesi ‘kardeş’ demektir. Farsçada mader (=anne), peder (=baba) ve dader (=kardeş) sözleri telaffuz edilmektedir.