Derman
12 Şubat 2020
Hastalıkları ya da rahatsızlıkları giderici ilaç; çare, güç, kuvvet, takat. Avesta drva (=sağ salim olma, sıhhat ve afiyet), Kürtçe derman (=çare, ilaç, takat), Pehlevice derman (=ilaç yapma) sözleri bilinmektedir. Beluçça ve Afganca darman sözü aynı karşılıkta dile getirilmektedir. Tacikçe ve Urducada daru ‘ilaç’ karşılığındadır. Türkçeyle akraba dillere de geçtiği anlaşılan derman; Kırgızca darman, Uygurca därman, Özbekçe därmàn ve Kazakça därmen şekliyle ‘güç, takat’ diye bilinmektedir. Buna karşılık, ‘ilaç’ karşılığında Azerice därmen, Kazakça därmek, Kırgızca darı, Uygurca dora ya da dora-därman, Türkmence derman, Tatarca daru, Özbekçe dàri ya da dàri-därmàn, Başkırtça darıv diye telaffuz edilmektedir. Bu örneklemelerden de anlaşılacağı üzere derman sözünün kök unsuru ‘dr’dir. İlk şekliyle Avesta Dilindeki drva sözünde belirmektedir.
Derman sözü Sanskritçe kökenli değildir. Hintçe ilaaj (ok. ilaç), Peştuca ilac, Pencapça ilaca, Nepalca uparaca diye belirtilmektedir. Türkçede dermanı kesilmek (=gücü kuvveti tükenmek); derman gelmek (=dayanabilmek) gibi deyimler bulunmaktadır. Kürtçede ise ‘eczane’, dermangeh ya da dermanḥane karşılığındadır. “Dünya tabip gelse derdime çare / Derdimin dermanı Lokman’a kalsın” (Emrah).