Dürbün
29 Aralık 2019
Uzak cisimleri büyütüp yaklaştıran objektif ve oküler adlı iki merceğe sahip optik bir araç. Dürbün sözü de Farsça dur (=uzak) ve bin (=gören) eklerinden oluşarak Türkçede kullanıldığı benimsenmektedir. Birçok sözde olduğu gibi hep Farsça diye açıklananların aslında diğer kadim Aryen Dillere dayandığı; Farsçanın bunların yanında dünkü çocuk olarak kaldığını söyleyebiliriz. Farsça önemli ölçekte, Selçuklular Dönemi’nde Anadolu coğrafyasında kök saldı. Farsça, kendi söz hazinesinin tümüne yakınını kendinden daha kadim olan Aryen halkların dillerinden almıştır. Konuya bu objektif olan yönüyle bakınca dürbin adında da bu gerçeği bir kez daha kavramış oluruz.
Dürbün sözünde ana sözcük dur olarak görülmektedir. Sanskritçe dūra (=uzak) ve dūradarşin (uzağı gören, ileri görüşlü), Hintçe door (ok. dur = ‘uzak’), Bengalce Dūrē (uzak, uzakta olan); Kürtçe dūr (=uzak) ve dūre (=uzakta, uzakta olan); Malayam Dilinde dūre (uzakta), vidūra (=uzak) ve dūrattu (=uzaktan), Tacikçe durdast (=uzak), Sinhali Dilinde dura (=mesafe) ve Şona Dilinde kure (=uzak) sözleriyle karşılaşılmaktadır. Bir de dürbün sözüne bakalım. Kimler aynı karşılıkta neler demiştir. Hintçe doorabeen (ok. durbin), Peştuca durbinunu, Bengalce Dūrabina, Pencapça Dūrabina, Nepalce Durabīna, Tacikçe durbin, Kürtçe dûrbin, Urduca durbin sözleri Türkçe ve Türkçeyle akraba dillere de intikal etmiştir. Bu bakımdan Azerice durbin, Kazakça dürbi, Kırgızca dürbü, Tatarca törü, Moğolca duran, Özbekçe durbin ya da türmàk, Uygurca türmäk, Türkmence düyrmek sözleri aradaki bağlantıyı göstermektedir. Ayrıca bu örneklemeler Aryen Dillerden Türkçe ve Türkçeyle akraba dillere söz intikallerinin gerçekleştiğini kanıtlamaktadır. Bunlara benzer olarak, Maltaca trompi, Malayca teropong ve Yunanca dioptres sözleri kullanılmaktadır.