Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Genç

20 Ağustos 2019

     Genç denilince henüz yaşlanmamış olan kimse anlaşılır. Orta Çağ Türkçesindeki kenç (=genç) sözcüğünden bugüne kalmıştır. Türkçeye Soğdca kanč (=çocuk) sözcüğünden intikal etmiştir. Aynı dilde kanče ‘küçük kız’ karşılığındadır. Eski Kuzeybatı İran Dillerinden Avesta Dilinde kainika (=genç kadın, kız) sözcüğü Soğdca kanče sözcüğüne yol açmıştır. Dersim coğrafyasındaki Deylemilerin (Dımılilerin) telaffuz ettiği keynek (=kadın) sözcüğü Awestaca kainika (genç kadın) ile bağlantılıdır. Pehlevice ve Partçada da benzer sözcüklerin kullanılmış olduğunu bir kısım metinlerde görüyoruz. Kaşgarlı Mahmud, sözlüğünde kenç (genç, çocuk; her hayvanın küçüğü) sözcüğünü aktarmaktadır. Kaşgarlı’nın aktardığı kançık (=dişi köpek; bir kadına söğülürken de böyle denir) sözcüğü, etimolojik açıdan yukarıda altını çizdiğimiz sözcüklerle aynı kökten gelip, Türkçede şekillenen bir sözcüktür. Avesta ve Soğd dillerinden miras kaldığı anlaşılmaktadır. Orta Çağda Türklerden oluşan bir bölüğe Kençek deniliyordu. Bu topluluk, öyle anlaşılıyor ki, gençlerden oluştuğu için Kençek diye adlandırılmıştır.

     Kıpçaklar ve Gagavuzlar genç, Çağataylar kence sözcüklerini ‘çocuk’ karşılığın da telaffuz etmişler.  Moğollar ise kence (=küçük) sözcüğünü kullanmışlar. Aynı kökenden kaynaklanan Farsça kaniz (=genç kız, bakire) de bu açıdan bir başka örnektir. Sanskritçe kanya (=kız, bakire) örneğiyle birlikte, Türkçedeki genç sözcüğünün Aryen Dillerden Türkçeye intikal ettiğini söyleyebiliriz. Fransızca genése (jönez:‘oluş, doğuş’) sözü de aynı köklere dayanmıştır.