Hekimhan
15 Ağustos 2019
Malatya’nın ilçesi. Bir kısım kaynaklara ve o arada Evliya Çelebi’ye bakılacak olursa Mısır’dan Hısn-ı Mansur’a sürgün edilen Hâkim bin Emrullah tarafından bu yerde bir han yaptırıldığı, bundan dolayı Hâkim-han adının verildiği iddia edilmektedir. El-Hâkim Bi-Emrullah, Peygamber soyundan gelen Alevi Fatımi devletinin 6. Halifesidir (996-1021). O dönemde Hısn-ı Mansur (Adıyaman) bir sürgün yeri idi. Oysa, bir kısım kaynaklar da Hâkim Bi-Emrullah’ın bilerek gizlice izini kaybettirdiğini aktarmaktadırlar. Bununla birlikte, burada bulunan Taşhan’ın kitabesinde yapımcısının hekim Selim el-Malati olduğu da iddia edilmiştir. Tüm bu iddialara rağmen, bu hanın üzerindeki kitabe Ermenice, Farsça ve Süryanice yazılıdır. Öyle anlaşılıyor ki, söz konusu hana birden fazla tadilat yapılmıştır. Bu yerleşim yeri, bazı Osmanlı belgelerine Hekimhanı adıyla Malatya’ya bağlı bir nahiye olarak kaydedilmiştir. Zamanla Hekimhan şeklinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Arapçada bilgiyi, felsefeyi dile getiren hikm kökünden türeyen hakîm (bilgin, filozof) sözcüğü, aynı zamanda doktor/tabip karşılığında da dile getirilmiştir. Felsefeyi ifade eden hikmet sözcüğü bu kökenden kaynaklanmıştır. Arapçada egemenliği, yargı erkini belirten hâkim sözcüğü ise, hükm kökünden türemiştir ve egemen ya da kanun uygulayıcısı demektir ki, Moğolca yarguç/yarguçi (>Türkçe yargıç) sözcüğünün Arapçadaki karşılığıdır. Günümüzde doktor ya da tabip karşılığında bilinen hekim sözcüğü Arapça hakîm sözcüğünden kaynaklanmıştır. Bu nedenle, hakîm ile hâkim sözcüklerini birbirine karıştırmamak gereklidir.