Hikmet
29 Şubat 2020
Bilgelik, felsefe. Bilinmezi bilme kabiliyeti; neden, bilinmeyen sebep, derin sezgi. Hikmet, şahıs adı olarak da kullanılmaktadır. Akadca ḫakamu (=bilgi, malumat); Arapça ḥikmet, çoğulu ḥikem’dir. “Kitab-ı Mukaddes”in birçok yerinde geçen İbranice ḥokhmā ile belirtilmiştir. Aynı karşılıkta Süryanicede ḫekhmethā sözü kullanılmıştır. Ḥikma, aynı zamanda bilgilenerek insanın olgunlaşmasını dile getirmektedir. Kimi Doğu bilimciler, bir dönem ay tanrıçasına Ḥkm denildiğini öne sürmektedirler.
Bir kısım eski kaynaklara göre, Arapçada ḥkm ‘deveyi zapt etmek, devenin taşkınlığına engel olmak’ olarak bilinmiştir. Egemenlik, bilgiyle olacağından egemenlikle bilgi karşılığındaki tarihsel kök sözcük ḥkm olsa gerektir. Bu bağlamda, Arapça ḥukm kökünden ḥākim (=hükmeden, egemen) sözünün çoğulu hükkâm, hakeme ve hâkimûn kelimeleridir. Buna karşılık, Arapça ḥikm kökünden gelen ḥikmet sözüne dayanan hakîm (=aklî yeteneğiyle tanınmış kimse) ve ḥekîm (=bilgin, hasta tedavi eden) kelimeleridir. Bir kısım eski dil bilimciler, ‘bilmek’ ile ilişkili olan hikmet ve ‘yargıya varmak’ ile ilişkili olan hüküm sözlerini aynı kökene bağlamışlardır.
Her iki kök sözün bağlantısına rağmen hikm (=bilme) kökünden hikmet (=bilgi sahibi); ḥakîm (=bilgin, alim; doktor) sözcüğünden ḥekîm (=bilgin, hastalıkları bilen); ḥukm (=yargı, karar) kökünden ḥâkim, hakem, mahkeme, tahkim, hükümet, istihkâm sözleri türetilmiştir.
Filozof Ya’kūb b. İshak el- Kindî’ye göre, felsefe ‘hikmet sevgisi’dir. Kindî, filozoflara “hükemâ” demekte ve metafiziği ‘hikmetler hikmeti’ olarak nitelemektedir.
Çok önceleri hikmet ‘sihir, sır ve büyü’ ile karışık olduğundan ‘bu işin hikmeti nedir’ denildiğinde ‘bu işin sırrı nedir’ anlaşılıyordu. Bu açıdan, konuya yaklaştığımda şu bağlantıları kurmam mümkün görülebilir. Hititçe huk– (=büyülemek, sihirle tedavi etmek), hukmais (=sihir, büyü) ve hukmattalas (=büyücü, sihirbaz) sözleri de ḥkm köküyle bağlantılı görünmektedir. Böyle olunca, hikmet sözünün ya da adının Aryen Dillere mensup olan Hititçe huk/hukm (=sihir, büyü, büyü ya da sihirle tedavi etmek) kök sözünden kaynaklanmış olması olasıdır. Bilim önceleri sihir ve büyü ile karışıktı ve ilim adı ile dile getiriliyordu. İlimler sihir ve büyüden kurtuldukça, bilimsel bilgi kendine özgü objektifliğini esas almaya başladı.