İlāh
20 Ağustos 2020
Allah, Tanrı. Sumerce ilu, Akadca ilum, İbranice elohim, Süryanice Alāhā, Arapça Allāh, Somalice İlahow. Ayrıca, Sumerce ila ve Akadca elûm sözleri ‘kurtarmak’ karşılığındadır. Bu açıdan İlk Çağ tanrılarına ilāh, tanrıçalara ise İlāhe deniliyor. “Ol kerîm ü ol rahîm ü ol İlāh” (Süleyman Çelebi). Kimileri Allah’a ilah denilemeyeceğini öne sürerek İlk Çağ tanrılarının ancak İlah sayılacağını öne sürmektedirler. Oysa, bunlar “kelime-i tevhid”i unutuyorlar: “Lā ilahe illa’llāh” (İlāh’tan başka İlāh yoktur). Bir başka telaffuzla “Allāh’tan başka Allāh yoktur” sözü “Allāh’tan başka İlāh yoktur” şeklinde dile getirilmiştir. Burada Tanrı’nın tekliği ifade ediliyor. İslamiyet’ten önce Mekkeliler Allah kelimesini bir özel isim olarak kullanıyorlardı. İslamiyet sonrasında da Allah adı kullanılmaya devam etti. Allah kelimesinin İbranice ve Süryaniceden geldiği görüşlerinin yanı sıra, Basra ekolü mensupları ise ‘Tanrı’ karşılığındaki Allah kelimesini al-lah sözüne bağlamaktadırlar. Bunlara göre, al-lah sözündeki lah sözcüğü Arapça lyh (=yüksek olmak, saklı olmak) ile ilişkilidir. Küfe ekolü mensuplarına gelince onlar Allah ismini al-İlāh kelimesine bağlıyorlardı. Zemahşerî, Allah kelimesi hakkında Basra ekolü mensuplarının ilişkilendirdikleri lah veya laha kelimesinin iki karşılığından biri olan ‘yüksek olmak’ ile ilişkili olduğu görüşündeydi. İlāh kelimesinin çoğulu ālihat idi.
İslamiyet’ten önce Mekkelilerin birçok mabudunun bulunduğu, bunlardan önde geleninin al-Lat olduğu gerçeği bugüne aktarılmıştır. Bu nedenle, Allah kelimesini Al-Lat’a bağlayanlar da yoğunluktadır. Al-Lat’ın adı Kur’an’da da yer almaktadır (53/19). Peygamberden önce, Mekkelilerin Arapça ilāh veya Aramice alāhā kelimelerinden muharref olan Allah adlı bir tanrılarının olduğu ve ona ibadet ettikleri “muhakkak” görülmektedir.