Kaba
31 Temmuz 2020
Yontulmamış, özensiz, görgüsüz, nezaketsiz, idraksiz, zarif olmayan, terbiyesiz. Akadca kabartu (=kalınlık, kalın, şişkin) sözüne istinat etmektedir. Aynı dilde kabru (=şişmiş, kabarmış), kabāru/ kabbāru (=büyük, iri, güçlü) sözleri de kullanılmıştır. Akadca bu kelimelerle bağlantılı olarak Arapça kabir (>kebir: ‘büyük, iri’) sözü telaffuz edilmiş. Orta Çağ’da İslam dininin İç Asya’ya yönelmesiyle birlikte, adı geçen bölgede Arapça kökenli kelimeler de kullanılmaya başlanmıştır. Bu durumun bir sonucu olarak, Kaşgarlı Mahmud, kapa (=iri, şişkin) kelimesini sözlüğüne almıştır. Sumerce gaba-ĝal (=güç, kuvvet, zor, şiddet) sözü Akadcada gabagallum olarak yer eder. Sumerce gaba-šu (=karşı gelmek, başkaldırmak ), gaba-ḥum (=cinayet, adam öldürme, ağır suç) ve Sumerce gab (=aksi yön, karşısında, ters; sol) sözcüğü arasındaki ilişki açık değildir. Zamanla Türkçede Semitik kökten gelen kapa sözü kaba şekliyle telaffuz edilerek, bundan birçok söz türetilmiştir: kaba saba, kaba sakal, kaba sofu, kaba yapı, kabadayı, kaba kuvvet, kabataslak, kaba yel, kabakulak gibi. Türkçede kullanılan kabarmak ve gebermek sözleri de aynı kökten türetilmiştir.