Kaftan
29 Temmuz 2020
Gösterişli bir çeşit üst giysi. Bir zamanlar, şahlar, padişahlar veya diğer devlet büyükleri bir kimseyi ödüllendirmek maksadıyla kaftan giydiriyorlardı. Doğu bilimci ve Orta İran Dilleri uzmanı Walter Bruno Henning, Türkçede yer eden kaftan sözcüğünü Farsça gwg.ftn (=ayırmak, bölmek, yarmak, parelemek) sözüyle ilişkilendirmektedir. Bununla birlikte Henning, Farsçadaki bu sözün Pehlevice gwk.ptn şeklinden dönüştüğünü aktararak, bugünkü Farsçada kāftan şeklini aldığını belirtiyor (W. B. Henning, “A List of Middle-Persian and Parthian Words”, Bulletin of the School of Oriental and African Studies” (1937, S.9; ss.79-92), s.83.
Pehlevice gokān (gwk’n) sözcüğü ‘ayrıntı’ ve ‘teferruat’ karşılığıyla biliniyor. Aynı dilde pattān (pt’n) ‘gürültü’, ‘yankılama’, ‘tınlama’, ‘ses çıkarma’ karşılığında idi. Bundan dolayı, bu giysinin, zamanın bir kısım savaş araç ve gereçleriyle donatılmış olması mümkündür. Farsçada ḥaftān/ḥıftān (=savaş esnasında giyilen bir çeşit üst giysi) şekliyle de telaffuz edilmiştir. Adı geçen sözcük Türkçeye Farsçadan geçmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere, kaftan sözcüğünün –tan son eki, İranî bir halk olan İskitlerin/Sakaların dilindeki tauna (>Türkçe don: ‘giysi, elbise’) sözüyle ilişkili görülmemektedir. Bu bağlamda, Kaşgarlı’nın sözlüğünde yer alan kaftan sözcüğü Farsçadan alınmadır.