Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Kale

21 Şubat 2020

     Sözlüklerde kale, Arapça kal’a (hisar, kale) kelimesinden geldiği öne sürülmektedir. Oysa ben bu görüşte değilim ve kale sözünün Sumerceye dayandığı kanısındayım. Sumerce kala sözü ‘siper, hendek, kiler, depo’ gibi karşılıklara sahiptir. Sumerce kala sözü Akadcada kalakkum şekliyle devam etmiştir. Sumerce kal ya da kala ‘kuvvetli’ olmak; kal-ga, kal-la, kala-ga ve kalag sözleri ‘güçlendirmek, müstahkem hale getirmek’ karşılığında kullanılmıştır. Elazığ’ın Palu ilçesi yöresinde Kullakur Tepesi denilen yer adıyla karşılaşılmaktadır. Kullakur adındaki kur sözü Sumercede ‘dağ’; kulla ise Sumerce kala (=siper) ile bağlantılıdır. İlk ve Orta Çağ’da Aramilerin bu yörelerdeki varlığı açısından baktığımızda kala ve benzer sözlerin Aramicede de yer aldığını görmekteyiz.

     Bu açıdan bakılınca, kale kelimesi Arapçadan değil Farsça üzerinden Sumerceden kaynaklanmıştır. İlk Çağ’da Sumerlilerden Medlere ve diğer kadim Aryen topluluklara geçmiştir. Bu nedenle, Arapça kal’a (=müstahkem yapı) sözü Sumerce ve İrani köklerle bağlantılıdır. İrani halklar da kala şekliyle ifade etmektedirler. Türkçeye de kala şeklinde geçmiştir. Çok sonraları kale şeklinde değiştirildi ya da dönüştürüldü. Bir eski halk türküsündeki dizede “Hasan Kalası’nda ceketim kaldı” denilmektedir.

     Kala kelimesinin zamanla şehir ile özdeşleştirildiği anlaşılmaktadır. Eski Farsçada kalak şekliyle kullanıldığına ilişkin tarihsel bilgiler bulunmaktadır. Eski Kuzeybatı İran Dillerinden alınarak Ermenicede ḥalah (=şehir) diye telaffuz edilmiştir. O halde, kalak kelimesi kala şekliyle; yani, bir zamanlar Sumerlilerin ifadesiyle (kala) olarak tekrar varlığını devam ettirmiştir. Kala sözü İran’ın Mazenderan eyaletinde olduğu üzere Kulā şekliyle bir yer adı olarak görülmektedir. Ayrıca, İran ve Afganistan coğrafyalarında kala (=kale) sözüne işaret eden Kelāt, Kilāt gibi yer adlarıyla karşılaşılmaktadır. Bu yer adları için bkz. G. Le Strange, “The Lands of the Eastern Caliphate”, Cambridge 1905, s.269-, 332, 395. Bu bağlamda kalāt, kelāt gibi şekiller kala kelimesine göre sonradan türemiştir.