Kamu
17 Nisan 2020
Bütün, hep, hepsi, tüm, tümü. Kaşgarlı’nın sözlüğündeki kamuğ (=bütün, hep, kamu, hepsi) sözcüğünden kalmadır. Orta Çağda Türkçedeki kamag (=bütün, hep) sözüyle bağlantılıdır. Farsça heme (=bütün, tüm, hep, hepsi), Tacikçe ḥama, Türkmence ḥemişe, Azerice hāmişä, Kürtçe hemu, Dersim Deylemicesinde heme sözcükleri aynı karşılıktadır ve ortak bir maziye sahiptir. Bunların Pehlevice hamag sözünden dönüştükleri anlaşılmaktadır. Pehlevice hamag, Orhon Yazıtlarında bulunan kamag (=bütün, hep) şekline dönüşmüştür. Urduca temam (=hepsi, tümü, bütün) ile Arapça umum (=tüm, hepsi, kamu) sözcükleri arasında fonetik benzerlik dikkati çekmektedir. Osmanlılar efkâr-ı umûmiye derken ‘genelin düşüncesi’ni, ‘kamuoyu‘nu ifade ediyorlardı. İrani Dillerdeki hemu, heme yerine Arapça cem’î (=bütünsel, toplumsal) kelimesinin de tarihin bir döneminde aynı kökten ayrıştığını söylemek mümkündür.
“Bana ne ilm ü amel ne küfr ü iyman nisbeti/ Kamusundan el yudum aşka uyuben giderem” (Eşrefoğlu, XV. yüzyıl). “Gel benim derdime bir derman eyle/Kamu dertlilere derman olan şah” (Pir Sultan Abdal, XVI. yüzyıl).