Kanun
28 Aralık 2020
Herkesin uyması gereken müşterek kural ve kaideler. Arapça ḳanûn (=uyulması gereken kurallar) sözünden alınmadır. Arapça ḳanûn, Eski Yunanca kanón (=sopa, sırık, cetvel; kural, kaide, nümune, örnek, model) sözüne dayanmaktadır. Eski Yunancada kanonikos (=intizamlı, düzenli, kurallara uygun) kelimesi de telaffuz edilmiştir. Buna göre, Eski Yunanca kanón kelimesi Semitik Dillerden Eski Yunancaya intikal etmiş olmalıdır. Kanun’un adı sopa ise, demek ki, sopayla insanlar yola getirilmiştir. Oysa Antik Yunan toplumunda bu tür bir iptidaî uygulama o günkü halk tarafından uygun görülmeyen bir ıslah yolu idi. Söz konusu kelimenin Fenikeliler üzerinden Eski Yunancaya geçmiş olduğu görüşündeyim. İngilizce ve Fransızca canon, Almanca Kanon diye biliniyor.
Eski Yunanca kanon sözü aynı dildeki kánna (=kamış, saz) ve kánnavis (=kenevir) kelimeleriyle de müşterek kökenli olmalıdır. Bu bağlamda, Akadca ḳanûm (=kamış, saz) sözcüğü kullanılıyordu. Akadca ḳanûm (=kamış, saz) sözü Eski Yunancada kánna (=kamış, saz) şekliyle yer etmiştir. Akadlıların suçluları kamışlama yöntemiyle hizaya getirmiş olmaları muhtemeldir. Kanunların egemen olmadığı bir toplumda huzur, güven ve istikrar ortadan kalkar. Kanunların insan haklarına uygun olması şarttır. Böyle olunca herkes gönüllü olarak kanunlara uymayı bir görev olarak benimser. Yönetenlerin kanunları bir topluma ‘zor’la egemen kılmaya yönelmeleri, yönetilenlerin de kendi ‘zor’larını kullanmalarına yol açabilir. Bir toplumun istikrarı açısından zora baş vurma yöntemi, sakınılması elzem olan bir tutum olmalıdır.