Keftar
21 Nisan 2020
Sırtlan. Ayrıca, ihtiyar, cadı ve bunak karşılığında da kullanılmaktadır. Van, Kars, Bayburt ve Iğdır dolaylarında kafdar sözü aynı karşılıkta dile getirilmektedir. Erzurum ve çevresinde kafter şekliyle de telaffuz edilmektedir. Amasya’da ‘yaşlı öküz’e kaftar denilirken, Merzifon’da ‘yaşlı manda’yı belirtmektedir.
Farsça ve Azerice kaftar, Kürtçe keftar, Tacikçe kaftor, Uygurca kiftar ve Gürcüce aptari sözleri ‘sırtlan’ı ifade etmektedir. Bununla birlikte, Kürtçede keftor ya da keftore sözleri ise ‘cadı’ demektir. İbn Batuta, seyahatnamesinde kaftar’ın Hindistan’da ‘sihirbaz kadın’ları belirttiğini nakletmektedir. Batuta’nın anlatımlarına göre, bu sihirbaz kadınların, yani kaftar’ların nazarına çarpanlar yere düşüp ölürmüş. O vakit, kaftar denilen sihirbaz kadınlar ölen bu kişilerin kalbini çıkarıp yermiş. Buna rağmen, kaftar sözünün Farsça olduğu sanılmaktadır. Sultan Mecid Ganizade de kaftar sözünün Farsça olduğunu aktarmaktadır (bkz. S.M. Ganizade, “Lugat-i türkî ve farısî”, Bakû 1904, s.109). Elazığ, Bingöl ve Tunceli vilayetlerinde keftar sözü hem ‘sırtlan’ hem de ‘arsız yaşlı’lar için telaffuz edilmektedir.
Keftar veya kaftar sözünün kimi dil bilimcilerinin iddiasının aksine Hintçe değil, İran Dillerinden kaynaklandığını sanıyorum. Sırtlanların salyalı ve ağzı köpüklü oluşları nedeniyle, ‘köpük veya salya’ karşılığındaki Farsça kaf ve Kürtçe kef sözcüğüne istinaden kaftar/keftar (=köpüklü, salyalı) denilmiş olduğu anlaşılıyor.