Kızılbaş
24 Haziran 2020
Göçebe Türkmen topluluklarının lakabı. Bu nedenle Kızılbaşlık, mezhepsel veya dinsel bir terim değil, etnik bir terimdir. İran coğrafyasındaki yerleşik halklar gezici Türkmen boylarına başlarındaki kızıl külaha atfen Farsça Surh-ser (<Sorh–ser: ‘Kızılbaş’) dediler. Kızıl ve baş sözcükleri Türkçeyle akraba dillerin tümünde kullanılmaktadır. O nedenle, bunların da önemli bir kısmı Türkmenleri Kızılbaş lakabıyla çağırıyorlardı. Bu bakımdan, Kızılbaşlık, Alevilik değildir. Söz gelimi, Alevi olmayan Kırgızların bir boyu Kızılbaş adıyla bilinmektedir. Ekseriyeti Alevi inanç mensupları olan Dersim coğrafyasındaki ahali de kendilerine sorulduğunda Alevi olduklarını söylemekte; fakat, Kızılbaş diye bir tabir kullanmamaktadırlar. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde intizamsız Türkmenler Kızılbaş lakabıyla belirtilerek takibata uğradılar. Osmanlı yöneticileri gönderdikleri fetvalarda Alevi adını kullanarak değil, Kızılbaş (=Türkmen) adını yazarak, bunların denetlenmesi gerektiğini belirtmişlerdi. Bu yazışmaları incelediğimde “Kızılbaş” ve “Etrâk Tâifesi”(=Türkmenler) adları kimi belgelerde birlikte kullanılmıştır. Aynı şekilde Gürcüler Karabaş, Özbekler Yeşilbaş lakaplarıyla anılırken, Osmanlı ulemasına ise başlarındaki beyaz sarık nedeniyle Akbaş deniliyordu.