Melez
1 Mayıs 2020
Cinsi karışık olan canlı, kırma. Farklı ırklara mensup ana ve babadan doğan. Katışık veya karışık olan. Melez sözü, ‘annesi ile babasının farklı ırklara mensup oluşu’nu belirten Kürtçe melez, Farsça ve Arapça meles sözleriyle bağlantılıdır. Arapça, Farsça ve Kürtçede yer alan melez sözü Eski Yunanca melas (=siyah, karanlık, koyu; uğursuz) sözünden kaynaklanmamıştır. Arapçada ‘siyah’ karşılığında aswad (>esved) kelimesi kullanılıyor. Bununla birlikte, Farsça ve Arapçada kullanılan meles kelimesi ‘melez, iki ayrı cinsten meydana gelen; kanı karışık’ diye bilinmektedir. Bu söze ‘karanlık, siyah, koyu’ özelliği yüklenemez. Farklı ırklardan, etnik mensubiyetlerden dünyaya gelen kimse. Anadolu’da da bu durumdan söz edilmektedir. Ayrıca, farklı türden hayvan ya da bitkiden üreyen canlıya da melez denilmektedir. Fransızca ve İngilizce mélange (=karışım) aynı karşılıktadır. İngilizce melanism, ‘saç, deri ve dokularda renk fazlalığı, renk karışımı. Kürtçe malêz (1. Karışık olan; 2. Bulamaç) ve Eski Yunanca mélas/mélan (siyah, kara; karışık, karma karışık; kötü, iç karartıcı), melankholia (=mélan: kara, kholi: safra=kara safra/kara sevda) kelimeleri aynı kökten türemiştir. Melankoli, ‘kara sevda, malihulya; karışık duygular içinde olmak’ olarak bilinmektedir. Yunanca molos (toprak ve kireçle karışık taş kırıntıları, yapı döküntüsü) sözcüğü de aynı kökten türemiş görünmektedir. Bugün üzerinde yaşadığımız coğrafyada da Yunanlılar siyah ya da karışık renkli bir kısım akarsulara Melas (>Milas) adını vermişler.
Melez sözünün, ‘Karışık, karışım, bulamaç’ karşılığındaki Kürtçe malêz ve Ermenice malez sözüyle ilişkili olduğu kanısındayım. Elazığ’ın Ağın ve Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde ‘şırayla yapılmış üzüm bulamacı’ veya ‘pestil hamuru’na malez denilmektedir. Samsun’un Çarşamba ilçesinde ‘mısır unundan yapılan bir çeşit yemek’ de malez diye bilinmektedir. Trabzon’un Maçka ilçesiyle Rize’de hayvanlara verilmek için hazırlanan ‘undan yapılan sulu çorba’ da malez adıyla anılmaktadır. Trabzon’da ‘kabakla sütten yapılan bir çeşit yiyecek’ de malez kelimesiyle ifade edilmektedir. Sivas’ın Koyulhisar, Rize’nin Hemşin ve Artvin’in bir kısım yörelerinde ‘yeni doğuran hayvanlara verilen mısır çorbası’, maloz sözüyle belirtilmektedir. Yukarı Fırat Bölgesinde ‘bir kısım hayvan yavrularına ‘su, un ve kepekle hazırlanmış olan bulamaç’ yedirilir. Buna Kürtçe malêz denilmektedir. Bu malêz, malez ya da maloz denilenler bir ‘karışım ve bulamaç’tan ibaret olduğundan bu adlarla dile getirilmiştir.
Anadolu’daki malez sözünün başta Batı Dilleri olmak üzere birçok dile intikal ettiği görülmektedir. Bana göre, Fransızca mélasse (=pekmez veya şekerli bulamaç) sözü de Elazığ’ın Ağın ve Tunceli’nin Çemişgezek ilçelerinde ‘şırayla yapılan üzüm bulamacı’ karşılığındaki malez sözüyle bağlantılıdır. ‘Pekmez, şekerli karışım şerbeti’ ve benzeri karşılıklarda İngilizce molasses, Almanca Melasse, İrlandaca molás, İtalyanca, Katalanca ve Maltaca melassa; Sırpça, Slovence, Boşnakça ve Çekçe melasa, İzlandaca melass, İspanyolca melaza, Makedonca melasas, Romence melasă sözleri kullanılmaktadır.
O halde, melez sözü, ‘karanlık’ karşılığındaki Eski Yunanca melas kelimesinden değil, ‘karışım, bulamaç’ olarak bilinen Anadolu’daki malêz, malez ve maloz sözlerinden kaynaklanmış olmalıdır.