Minder
4 Aralık 2020
İçi yumuşak bir maddeyle doldurularak dikilip üzerinde oturulan şilte. Farsça nîm-dār (=eskimekle birlikte kullanılmakta olan giysi, yarı eski, kısmen eskimiş) sözünden evrilmiştir. Farsça nîm (=yarı, yarım, buçuk) ve -dār (=eski, eskimiş) sözcüklerinden türetilmiştir. Bu son sözcük Farsça dāşten (=tutmak, sahip olmak; eskimek) yüklemiyle bağlantılıdır. Bu bağlamda Türkçe minder, Yunanca mıntéri, Kürtçe mînder, Deylemice minder, Gürcüce minderi, Tatarca ve Başkırtça mender, Sırpça ve Rusça minteri veya minder, Bulgarca minder şekliyle ifade ediliyor. Kimi dilciler minder sözündeki min ön hecesini Orta Çağ Türkçesinde mevcut olan min (=binmek) kelimesiyle ilişkilendirmektedirler. Oysa söz konusu devirde Türkçede minder sözünün kullanılmamış olması bu varsayımı suya düşürmektedir. Kaşgarlı Mahmud yazmış olduğu Türkçe sözlüğünde mün (=binmek), mündür (=bindirmek) ve münderü (=ipekle süslenmiş gelin odası) kelimelerine yer vermiş. Azeriler ‘minder’e döşekçe, Kazaklar yumsak töseniş, oturuç castık, Özbekler ve Türkmenler körpece diyorlar. Minder sözünün Kürtçe bın (=alt) ve der (=yer) sözcüklerine istinaden bınder (= alt yer, altlık) gibi bir sözden dönüşmüş olduğu savı bir halk yakıştırmasıdır.