Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Nevruz

20 Mart 2021

     Bir kısım takvimlere göre, Güneş’in koç burcuna girişi, gece ile gündüzün eşit olduğu ilkbaharla birlikte yeni yılın da başlangıcı sayılan 21 Mart günü yapılan kutlamalar. Sumerlilerden bu yana bu kutlamalar uygulanagelmektedir. Babilliler yeni yıl etkinliğini Nisan ayının ilk günlerinde yapıyorlardı. Bu yeni yıl etkinlikleri on günü aşardı. Eski İran coğrafyasında Mihrican denilen baharın gelişine dair kutlamalar, bugünkü Nevruz’la devam ettirilmiştir. İÖ. VI. yüzyılda başlayan Aḥameniş egemenliği süresince de Nevruz kutlamaları yapılıyordu. Aḥamenişlere dair gün ışığına çıkarılan saray resimlerinde Nevruz kutlamalarının figürleriyle karşılaşılmaktadır.

    Nevruz kutlamaları Mecusilerce ateşle ilişkilendirilmiştir. Ateş yakılmak suretiyle soğuk günlerin bitmesi ve geride kalması dileğinde bulunulmuştur. Ayrıca, bunlarla bağlantılı olarak o dönemde Zerdüştilerce yakılan ateşin çevresinde dans ediliyordu. Zerdüştiler Nevruz etkinliklerini Zerdüşt’ün doğum günüyle başlatıyorlardı. Sasanîler Nevruz’u 21 Mart ile 26 Mart arasında şenlendiriyorlardı. Birçok zaman onlar, Nevruz’u on günü aşkın bir kutlama ile gerçekleştirmişler.

     Orta Çağda tarih sahnesinde beliren bir kısım Türk boyları İranlılardan intikalen Nevruz kutlamaları yapıyorlardı. Bugün de aynı coğrafyada “Sultan Nevruz” denilerek büyük bir saygıyla yeni yıl şenlikleri yapılmaktadır. Eski Mezopotamya’da yıl “Nisanu” ayıyla başlıyordu. Bugünkü Nisan adı oradan geliyor. Bugün 21 Mart’ta yapılan kutlamalar takvimsel farklardan ve ayrıca İlk Çağda Nisan ayının Mart’ın 21’inden sonra başlamasındandır. Bu cümleden olarak Rumi takvimle Miladi takvim arasındaki 13 günlük sürenin var olduğu biliniyor.

     Nevruz adı Farsça nev (=yeni) ve ruz (=gün) sözcüklerinden oluşmuştur. Yeni sözcüğü birçok dilde aynı kökene dayanmaktadır. Hititçe newas, Eski Hintçe nava, Kürtçe nu, İngilizce new, Almanca neu, Urduca neya, Yunanca neos, Pencapça neva, Peştuca neyi, İzlandaca ve Norveççe ny, Fransızca nouveau, İtalyanca nuovo, Flemenkçe nieuw, Hırvatça, Sırpça ve Boşnakça novi, Yidişçe nay, Latince novum şekliyle bilinmektedir. Türkçede yerleşik bulunan yeni sözcüğü de bu kelimelerle bağlantılıdır. Kaşgarlı’nın sözlüğünde yanğı veya yenği sözleri ‘yeni’ karşılığındadır.

     Farsça ruz (=gün) sözcüğü ise Soğdcada ruze, Pehlevicede roč, Kürtçede roc, Peştucada urz, Tacikçe rūz, Kırgızcada orozo ve Ermenicede or şeklindedir. Bunların kökeninde Eski Kuzeybatı İran Dillerinden Avestaca roučah (=ışık) kelimesi bulunmaktadır. Türkçedeki Oruç adı ve sözcüğü Kürtçedeki ruç veya roç (=gün) sözcüğüne u veya o sesli ön harfi getirilerek telaffuz edilmiştir. Bu nedenle Türklerde oruç günlerinde doğan bir kısım çocuklara Oruç adı verilmiştir.

     Türkçeye yakın dillerden Azerice ve Türkmence novruz, Başkırtça nauruz, Kazakça navruz, Kırgızca nōruz, Özbekçe nävroz, Tatarca nāvruz, Uygurca noruz olarak biliniyor. Rusçada novruz şekli kullanılıyor.

     Nevruz sözcüğünün ‘bayram, yortu; adak, kurban’ karşılığındaki Sumerce na-ab-ri-um ve Akadca nabrium sözcükleriyle ilişkisi izaha muhtaçtır. Bu sözcüklerle aynı kökten Sumerce na-ab-da-num ve Akadca naptanum sözcükleri ‘bayram yemeği’ karşılığında kullanılmıştır. Nevruz aynı zamanda kadın adlarından biridir.