Nur
13 Nisan 2020
Aydınlık, ışık, parıltı, ziya. Arapça nūr (=ışık, aydınlık, ziya) sözcüğünden. Bu sözcük Akadca nūrum (=ışık, parıltı, aydınlık) sözcüğünden Arapçaya geçmiştir. Arapça nūr, aynı karşılıkta ifade edilmektedir. Aynı kökten geldiğine inandığım İbranice or (=ışık) sözü Batı Dillerindeki orient (=doğu, güneşin doğduğu yer) sözüne yol açmıştır. Farsça, Kürtçe, Tacikçe ve Urduca nūr, ‘ışık, nur’ karşılığındadır. Svahilice nuru (=aydınlık, ışık) kelimesini de bunlara ekliyorum. Nur adı, Yakın Doğu’da hem erkek hem de kadın adı olarak görülmektedir. Anadolu ve İran coğrafyasında Nur Ali, Nur-cihan, Nuri ve Nureddin gibi adlarla karşılaşılmaktadır. Osmanlıların ve Selçukluların yüzyıllarca kullandığı nur sözü Türkçeye yakın olan dillere de geçmiştir. Bu bağlamda, Azerice, Kazakça, Özbekçe ve Uygurcada da nur kelimesi telaffuz edilmektedir. Türkmencede yağtılık ile nur, Tatarcada yaktı(lık) ile nur, Kırgızcada carık ile nur ve Başkırtçada yaktı(lık) ile nur sözleri ‘ışık,’nur’ karşılığında dile getirilmektedir. Türkçede nurlu, nursuz, nur topu gibi ve daha birçok söz ya da deyimde nur sözcüğü ifade edilmektedir.
Türkçede Nur, Nuran, Nuri, Nurdan, Nurhayat, Nurcan, Nurdane, Nursen, Nurşen, Nurten, Nurullah, Nursultan ve benzeri birçok ‘nur’lu şahıs adları görülmektedir. Buna mukabil, Kürtçedeki nūr sözüne istinaden, Nuri ve bu adın müennesi olan Nurê adları yaygın olarak bulunmaktadır. Nuranî (=nurlu) kelimesi ise Arapça, Farsça, Kürtçe ve Türkçede mevcuttur.