Ok
21 Şubat 2021
Ucunda sivri demir bulunan ve yayla atılan ince kısa çubuk. Moğolca oki (=zirve, doruk; ileri; yükselmek) ve okila (= en ütte, zirvede; götürmek) sözleriyle bağlantılıdır. Moğolcada bu sözlerin aynı dilde bulunan orki (=atmak, bırakmak), orgi (=çıkmak, ileri çıkmak, fışkırmak), orgu (=kaçmak) kelimeleriyle ilişkili oldukları anlaşılıyor. Bu sözler başta Türkler olmak üzere bir kısım mücavir halklara geçince ‘r’ harfinin düşmesi neticesinde oki ve ok şekline bürünmüştür. Okçuluk geleneği Moğollardan kalmadır. Bir Moğol savaşçısı ok’u en iyi kullanan kimsedir. Moğolların ok’u Orta Çağ boyunca da oldukça etkili kullandıkları birçok coğrafyayı yalnızca bu savaş silahı ile işgal ettikleri belirlenmektedir. Kıpçakçada oḳ, Orta Çağ Uygurcasında oḳ şekliyle biliniyordu. Tatarlar ve Başkırtlar uk, Özbekler ve Türkmenler ok, Azeriler oḥ şekliyle telaffuz ediyorlar.
Moğolca oki veya orgi sözlerinden dönüştüğü belirlenen ok sözcüğünün, öküz karşılığında eski Hint ve İran Dillerinde bulunan sözlerle bağlantısının olabileceğini göz ardı etmemek gerekir. Dik çıkan ucu sivri boynuz çıkıntıları nedeniyle ok sözcüğünün, öküz karşılığındaki Avestaca uḥsan, Sanskritçe ukşan, Hintçe uksa, Eski Germence ohsan kelimeleriyle ilişkisi olabilir. Öküz boynuzunun bir ok gibi yükseldiğine bakıldığında böylesi bir ilişki akla gelmektedir. Ancak, bu ilişkilendirmeye dair somut verilerin de bulunmadığını belirtmek zorundayım. Ayrıca, eski Hintliler öküze boynuzları nedeniyle değil fazla sidik kaçırmalarına istinaden ukşan demiş olabilirler. Ancak ‘yükseklik ihtiva eden’ Moğolların oki sözüyle Sanskritçe uçça arasında tarihsel bir münasebetin varlığından emin değilim. Bkz. Öküz.