Ömür
6 Haziran 2020
Yaşama veya var olma süresi, hayat. Arapça umr/ömr (=yaşanılan süre, yaşama, hayat) sözünden alınmadır. Arapçadaki bu kelimenin Arapça orijinli olmadığı kanısındayım. Çünkü, Akadca ve İbranice gibi eski Semitik Dillerde de görülmemektedir. Öyle sanıyorum, aynı kökle bağlantılı olan Ömer adı da Arapça değildir. Eski Yunancada hemereio (=yaşamak, ömür sürmek), oi hemérioi (=ölümlüler, fâniler), heméra (=gün, gündüz; zaman; yaşanılan süre), hemar (=zaman, mevsim, sezon, hayat) sözleri kullanılıyordu. Eski Yunancadaki hemar sözündeki mar sesinin Hint– Ari Dillerdeki mr (=ölmek) kök sözcüğüyle bağlantılı olduğunu sanıyorum. Hemar sözü aslında ölüme kadar yaşanılan süreyi belirtmektedir. Eski Yunanca hemar sözünün Arapçada yerleşerek zamanla umr şekline dönüşmüş olması mümkündür. Bu nedenle, Arapçada ‘yaşanılan süre’yi ifade eden umr ile Türkçede telaffuz edilen ömür kelimesinin birbiriyle bağlantılı olduğu kanısındayım. Farsçada ömür sözü bulunmamaktadır. Buna karşılık, Kürtçede emr ve omr şekilleriyle yer etmiştir. Özbekçede ümr; Azerice, Kırgızca, Türkmence ve Uygurcada ömür, Kazakçada ömir olarak yer almıştır. Türkçede ömür sürmek, ömür çürütmek, ömür tüketmek, ömür törpüsü, ömre bedel, ömrü vefā etmemek ve benzer deyimler kullanılmaktadır. “Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç/ Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç” diyor Yahyā Kemal. Ayrıca, “Gitti giden ömür geri dönülmez” yargısına varmıştır Pir Sultan Abdal.