Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Oran

10 Kasım 2020

     Ölçü, nispet, nicelik, derece; uygun, uygunluk. İki şey arasındaki nicelik farkı. Eski Yunanca ōrion (=uygun, elverişli, orantılı) sözüyle bağlantılı olduğu kanısındayım. Eski Yunanca ōraios (=mevsim, yılın mevsimleri), ōrográfos (=salnameci, yıllara göre tarih yazan) ve ōrológion (=saat, güneş saati) sözleri de sonraları Anadolu’da Türkçede kullanılan oran kelimesine yol açmış olmalıdır. Türkçeye yakın dillerin hiç birinde oran sözü görülmemektedir. Ermenice oren (=kural, kaide; gelenek, görenek) veya Türkçe or (=kesmek) kelimeleriyle ilişkili olmadığı görüşündeyim. Şarkışla havalisinde kullanılan ‘büyük ağızlı’, Göksun dolaylarında ‘büyük tencere, leğen’ karşılığında dile getirilen avrana kelimesinin Eski Anadolu Dillerinden kaynaklanmış olması olasıdır. Eski Yunancadan Latinceye intikalen hōra (=saat), hōrin veya horain  (=saatte bir), hōrnus (=bu yıla ilişkin), hōrnō (=bu yıl), hōrologium (=saat) kelimeleri telaffuz edilmiştir. Günün belirli bir oranını belirttiğinden saat karşılığında İtalyanca ve Romence ora, Macarca óra, Slovence uro, Galce awr, İngilizce hour, Portekizce ve İspanyolca horaFransızca heure, Katalanca hores, Almanca ve Flemenkçe uur sözleri de ‘saat’ karşılığındadır. Oran sözünün altı çizili kelimelerle ortak bir maziye sahip olması olasıdır.

   Oran sözcüğü XIV. yüzyıldan bu yana yazılmış olan Türkçe divan şiirlerinde ifade edilmiştir. Bununla birlikte, Kaşgarlı Mahmud ve Yusuf Has Hacib’in eserlerinde oran sözcüğü görülmemektedir. O dönemde her iki yazarın kitaplarında or (=kesmek, biçmek) sözcüğüyle karşılaşılıyor. Bu nedenle, oran sözünün Türkçe or köküyle ilişkisi bir olasılık düzeyinde akla gelebilir. Fakat Azerice, Kazakça, Kırgızca, Başkırtça, Tatarca, Özbekçe, Türkmence ve Uygurcada oran kelimesi bulunmamaktadır. Türkçedeki or (=kesmek, biçmek) sözcüğü Sanskritçe arra (=kesmek, biçmek) kelimesine dayanmış görünmektedir. Sanskritçe arra ise Farsça erre (=kesmek, biçmek) sözüne yol açmıştır. Türkçede kullanılan testere kelimesinin Farsça dest (=el) ve erre (=keski) eklerinden oluştuğu anlaşılmaktadır.

     Oran sözünün Ermenice ōrēnk (=cetvel) kelimesinden intikal ederek dönüşmüş olması mümkündür. Bu açıdan Ermenicede ōrēnk şekliyle belirlediğim sözün oren biçimi Dankoff tarafından aktarılmıştır.