Öveç
29 Nisan 2021
İki üç yaşlarındaki erkek koyun ve keçi. Orta Çağ’da Türkçede ök (=orta yaşı bulup büyümüş hayvan) ve ökat (=dört yaşını geçmiş at) sözcükleri kullanılıyordu. Kıpçakça ökeç ‘üç yaşındaki koyun’ idi. Kıpçakça ökeç sözündeki -eç ‘küçültme belirten son ek’tir. Kürtçe hogeç (=koç sürüsü) sözü de Kıpçakça ökeç ve Ermenice hogaç (=koç, besili koç) ile aynı köktendir. Uşak ve Burdur dolaylarında öveç ‘bir, iki yaşlarındaki enenmiş erkek keçi’, Mersin havalisinde öveç ‘damızlık keçi’, Bursa çevresinde öveç ‘sürülerin önünde giden ve sürüyü yöneten koyun ya da keçi’ olarak biliniyor. Kimi yörelerde öğeç şekli de yaygındır. Genellikle ‘enenmiş erkek koyun ya da keçi; bir yaşından dört yaşına kadar erkek koyun, koç’ karşılığında dile getirilmektedir. XIV. ve XVIII. yüzyıllar arası Osmanlı dönemi kaynaklarında ögeç veya öğeç şekli yaygındır.
Dede Korkut kitabında “Altmış ögeç derisinden kürk eylese topuklarını örtmeyen” cümlesi yer alıyor. Bursa Şer’iyye Sicillerinde (XV. 4, 210): “dört bin iki yüz kırk bir toklu ve üç yüz dokuz ögeç” cümlesiyle karşılaşılmaktadır. Ayrıca şu anlatımlarda da ögeç sözcüğü yer alıyor: “Ögeçler anı derhâl etti koyun/ Yavaşıdı ol işe verdi boyun” (Güvahi, XVI. 22). “Ki iki ağ u iki kara öğeç/ Üçer yaşında dahi iki erkeç” (Güvahi, XVI. 21). Sonraları XVII. ve XVIII. yüzyıllar arasında öveç şeklinin belirmeye başladığı ve kimi kaynaklarda aktarıldığı görülmektedir. Türkçeye yakın olan kimi Asya Dillerinde öveç, ögeç veya ökeç sözleri yer almamaktadır. Bir kısım yer adlarında öveç sözüyle karşılaşılıyor. Söz gelimi Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Dikmen semtine bitişik Öveçler semti bulunmaktadır.