Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Para

3 Şubat 2021

     Değiş aracı ve değer ölçüsü olarak kullanılmak için devlet erki tarafından basılan kâğıt veya maden parçası. Farsça pare (=parça) ile Kürtçe ‘para’ karşılığındaki pare veya pere kelimelerine dayanmış olduğu anlaşılmaktadır. Para, Osmanlılarda kuruşun kırkta bir parçası sayılıyordu ve üç akçeye taksim edilmişti. Kuruşun kırkta bir parçası olması nedeniyle de Farsça/Kürtçe pare (=parça) sözüne dayanıyordu. Yeni tedavüle girmiş olan parlak sikkeye çil para deniliyordu. Türkçede paraya çevirmek (=herhangi bir şeyi para ile değiştirme), parayla değil sırayla (=önceliğin parası olana değil sırası olana ait oluşu), paragözlü (=yaptığı her iş için para bekleyen), para etmemek (=işe yaramamak, değeri olmamak), paraya para dememek (=çok para kazanmak), para yedirmek (=bir iş karşılığında birilerine yasal olmayan para vermek), para canlısı (=paraya çok düşkün olan), para bozmak (=büyük parayı daha küçük paraya çevirmek), para babası (=çok parası olan) vd. Eski İrani Dillerde par kökü ‘üleştirmek, bölüştürmek’ karşılığındadır. Kürtçe par (=bölüm, parça, hisse) sözcüğüne dayalı olarak aynı dilde parva (=bölüştürme) ve pardar (=hissedar, ortak) gibi sözler kullanılıyor.