Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Patates

5 Şubat 2020

    Patates (solanum tuberosum), patlıcangiller (solanaceae) familyasından yumruları yenen otsu bir bitkidir. Yeşil kısımlarında, yeşermiş yumruda ve filizlerinde solanin denilen zehirli bir alkaloid bulunmaktadır. İspanya İmparatorluğu’nun kurucusu olan kral II. Felibe (>Filip) Orta ve Güney Amerika’yı işgal edip denetimi altına aldıktan sonra patates de İspanya’ya getirildi. Kimi kaynaklara göre, ‘patates‘i ilk getiren kişi Pedro Cieza de León’dur. Patates adının Karaip Adası olarak da bilinen Hispaniola yerlilerinin eski dili olan Taino Dilinden geldiği sanılmaktadır. Ayrıca, Constantine Samuel Rafinesque’e göre, tütün ve iguana gibi adların da bu dilden gelmiştir. Rafinesque, bu görüşünü “The Hayrian or Taino Language” adlı makalesinde açıklamıştır. İstanbul’un Galata semtinde doğan ünlü botanikçi ve zoolog Constantine Samuel Rafinesque (1783-1840) tarafından yazılmış olan “The Hayrian or Taino Language” yazısı için bkz. American Nations, 1, s.215-253.

     Taino Dilinde batata (=tatlı patates) kelimesinden alınmıştır. Bunun çoğul şekli batatas idi. İspanyollar Karaiplere yerleşince Taino Dili yerini İspanyolcaya terk etti. İspanyollar buna patata dediler. Sonraları Avrupa’ya yayıldı. Yunanca patáta ve patates adlarıyla anıldı.

     Bir kısım Avrupa halkları patatesi kendi dillerinde ‘yer elması’ olarak adlandırdılar. Bu bağlamda, Fransızca pomme de terre (=’yer elması’, patates), Flemenkçe aardappel (= ‘yer elması’, patates), Danca kartoffel (=‘yer elması’, patates) örneklerinde olduğu gibi. Bu adlandırmalar diğer dillere de intikal etti. Rusça kartófel, Romence ve Bulgarca kartof, Almanca Kartoffel, Kürtçe kartol gibi. Almanların önceleri Triffel dedikleri patatese, İspanyollar bir süre turma de terra ve papa dediler. İtalyanca patata, Bulgarca kartof, Ermenice kartofil, Farsça sib-ê zemin (=yer elması), Portekizce batata, Arnavutça patate, Yunanca patáta; Sırpça, Boşnakça ve Slovence krompir; Hırvatça krumpir, Makedonca kompir, Gürcüce kartopilis, İsveççe potatis, Baskça ve Katalanca patata, Norveççe potet, İzlandaca kartöflu, Azerice kartof, Türkmence kartoşka, Özbekçe kärtoşkä, Kazakça kartop, Kırgızca kartöşkö, Başkırtça kartuf, Japonca poteto, Estonca kartul, Tacikçe kartoşka, Maltaca patata, Arapça al-batatis diye ifade edilmektedir.

     Kumpir sözü Avusturya Almancasındaki Grundbirne (=yer armudu) kelimesinden Balkan Dillerine intikal etmiştir. Balkan Dillerindeki krumpil, krompil, kompir şeklillerinden Türkçeye kumpir diye yerleşmiştir. Kumpir olarak bildiğimiz patates yemeğinde; fırında pişirilmiş iri patatesler, içine çeşitli yiyecekler konularak servis edilmektedir. Balkan Dillerinde ‘patates’ karşılığındaki kompir, kumpir, krumpir ve benzeri sözler nedeniyle kumpir sözü Türkçede de yerleşmiştir.   

     Patateslerin de birçok çeşitleri bulunmaktadır: Tatlıpatates, pembe patates, Japon patatesi, Malta patatesi, İspanyol patatesi, kaşlı-akgöz patatesi, mor patates gibi. Kısacası, patates renklerine ve şekillerine göre birçok adla anılmıştır.

     İngilizce chips (cips: ‘yonga’) sözünden. Türkçede yonga ‘kesilmiş/rendelenmiş iri ve ince parça’ olarak bilinmektedir. XIX. yüzyılın başlarından itibaren patates cipsi paketlenerek satışa arz edilmiştir.

   Birleşmiş Milletler, 2008 yılını “Uluslararası Patates Yılı” olarak kabul etmiş ve patates ürünü tanıtılıp bu ürünün sorunları belirlenmeye çalışılmıştır.