Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Salt

16 Eylül 2020

     Yalın, sade, tek, tek başına, sadece, yalnız, sırf; mutlak. Salt kelimesi ‘ayrılmak, bir şeyden serbest kalmak, ayrılmış, tecrit olmuş ve ayrı tutulmuş olmak; boşanmak, eşinden ayrılmak’ karşılığındaki Moğolca sal sözüyle ilişkilisi belirsizdir. Moğolcada salagala (=şubelere ayrılmak, kollara ayrılmak), salaga(n) (=budak, dal, kol) ve benzer sözler de kullanılıyor. Başta Azerice olmak üzere, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Tatarca, Türkmence, Uygurca ve Başkırtçada ‘salt’ karşılığında başka sözler telaffuz edilmektedir. Ayrıca, bu dillerde salmak kelimesi de bulunmuyor. Bu nedenle, Anadolu Türkçesinde mevcut olan salt sözünün Kürtçe üzerinden Türkçeye intikal etmiş olabileceğini sanıyorum. Kürtçede salti (=sade, katışıksız, katkısız) ve saltgir (=sade, yalın, katışıksız) sözleri bulunmaktadır. Dersim coğrafyasıyla ilgili olarak sözü edilen Saru Saltuk veya Sarı Saltık adının bir lakap olması da mümkündür. Saltuk/Saltık adının salmak’tan veya salt olmak’tan türetildiğine dair farklı görüşler öne sürülebilir. Kaşgarlı Mahmud, salt sözüne yer vermemiş. A. von Gabain, sal (=salmak) sözü dışında o da salt kelimesinden söz etmemiştir. ‘Yalnız’ karşılığında Bulgarca salt ve Sırpça sàlt sözleri Türkçe üzerinden geçmiş olabilir.