Sandalye
6 Haziran 2020
Arkalıklı ve kolsuz tek kişilik oturak. Arapça sandaliyye (=sandalye, iskemle) sözünden alınmadır. Arapçada sandāli ve sandāl şekilleri de görülmüştür. Arapça sandaliyye, Latince sēdile (=iskemle, sandalye) sözünden aktarılmıştır. Latince sēdile ise aynı dilde ‘oturmak’ karşılığındaki sedeō veya sedēre fiilinden türetilmiştir. Latincede sēdēs (=oturacak yer, iskemle; ikametgâh) sözü de kullanılmıştır. Buna karşılık, Eski Yunanca sandálion/sandālon (=sandalet) sözünün de bugünkü sandalye kelimesine temel teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Ayrıca, tahta veya ahşap oluşu belirten Eski Yunanca sanis, sanidos veya sanide sözlerinin sandalye sözünün kökenini oluşturduğu görüşündeyim. Bu bağlamda, denizlerdeki sandal’ı ve ayaktaki sandalet’i aynı kökle bağlantılı görüyorum.
Farsça ve Kürtçe sendeli, İtalyanca sedia, Galiçya Dilinde ve Portekizce cadeira (sadeira), Rusça stul, Slovence stol; Hırvatça, Sırpça ve Boşnakça gibi bir kısım Slav Dillerinde yer alan stolitsa sözleri ‘sandalye’ karşılığındadır.
Osmanlının son devrinde sandalyesini kaybetmek, sandalyesini korumak, ‘sandalye kavgası‘ deyimleri; cumhuriyet döneminde ‘koltuğundan olmak’, ‘koltuğunu bırakmamak’ ‘koltuk kavgası‘ deyimlerine dönüşmüştür. Koltuğu korumak uğruna, önceleri benimsediği ilkeleri ayak altı etmek veya her dönem iktidarların yamağı olmak için ilkelerini tepelemek bir kısım politikacıların tipolojik karakteristiğidir.