Şem
13 Eylül 2020
Mum, bal mumu, çıra, ışık. Arapça şem (=mum) kelimesi Sumerce šembuluğ (=çam reçinesi) ve şem (=temiz) sözleriyle bağlantılıdır. Akadca šamšum (=Güneş) ve ilşamaş (=Güneş Tanrısı) adları da şem sözüne yol açmıştır. Farsçada şem (=mum, çıra) ve şembe (=gün); Kürtçede şemi (=gün) olarak yer etmiştir. Bu durum haftanın günlerinde belirmektedir. Söz gelimi Farsçada char-şembe, Kürtçede çar-şemi (=dördüncü gün) şeklinde görülüyor. Türkçede görülen Çarşamba ve Perşembe gün adları Farsça char-şembe (=dördüncü gün) ve penç-şembe (=beşinci gün) adlarından intikal etmiştir. Kürtçede şemi, yekşemi, düşemi, sȇşemi, çarşemi, pençşemi (>ṗȇşemi) ve İni (=cuma) şekliyle biliniyor. Cuma gününü ifade eden İni adı, Urartulardan bu yana mevcut olduğu belirleniyor. Urartu Tanrı adları genellikle –ini son ekiyle bitmektedir. İni adının Tanrıça İnana’yla da bağlantısı bulunuyor olmalıdır. Bu nedenle Kürtlerin Cuma gününe verdikleri İni adı kutsallık belirtmektedir. Cuma günü Farsçada Cum’e şekliyle telaffuz ediliyor. Kürtçedeki İni şeklinin tarihin çok kadim dönemlerinden devralındığı sonucuna varılmaktadır. ‘Mum’ karşılığında Tacikçe, Azerice, Uygurca, Özbekçe, Kırgızca, Kazakça ve Başkırtça şam, Türkmencede şem sözcüğüyle biliniyor. “Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı/ Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı?” (Fuzulî, XVI. yüzyıl). Şem sözünün kökeni için ayrıca bkz. Şamdan.