Sencer
29 Eylül 2020
Kale, kayalık, müstahkem mevki. Büyük Selçuklu sultanının adı. Sultan Melikşah’ın oğlu Sencer, günümüzde Kuzey Irak sınırları içinde kalan Sincar yöresinde doğdu (5 Kasım 1086). Bu nedenle kendisine Sincar adı verildi. Cumhuriyet Dönemi’nde Sultan Sincar adı yaygın olarak Sultan Sencer olarak yazıldı. İlk Çağ’da Sincar yöresi Singara veya Sangara adını taşıyordu. Singara veya Sangara adının sing/sang (=kayalık taşlık, dağ sırtı, dağın göğsü) ve -ara (=yer, mevki) sözcüklerinden oluştuğu kanısındayım. Sincar yöresi de ‘dağlık ve kayalık’ bir mevkidir. Yörede var olan Sincar Dağı da kayalıklardan oluşmaktadır. Kürtçe sing (=yamaç, dağın göğsü veya bağrı, sarp kayalık) sözüyle bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır. Farsça seng (=taş, kaya) kelimesi Pehlevice, Partça, Tacikçe ve Afgancada sang, Beluci Dilinde sing olarak ifade ediliyor. Bu sözlerin Sumerce saĝ-ki sözüne dayandığı görüşündeyim. Söz konusu Sumerce kelimenin Sumerce saĝ (=tepe, yamaç) ve -ki (=yer, mevki) sözcüklerinden oluştuğu görülmektedir. Anlaşılacağı üzere, Sumerce ki (=yer, mahal, mevki) sözcüğü Kürtçede cî (=yer, mahal, mevki) şekline dönüşmüştür. Sultan Sincar’a Sencer diyenler, Melikşah’ın hanımı Terken Ḥatun’a Türkân Ḥatun dediler. Türk Dil Kurumunun Sencer adını “kale, istihkâm” karşılığında açıklaması benim yukarıda yaptığım tespitleri teyit eder görünmektedir. Ayrıca, Sencer adını Sancar adıyla karıştırmamak gereklidir. Sencer adının Cumhuriyet Dönemi’nde kullanılmaya başlandığı anlaşılmaktadır.