Şeref
5 Ocak 2021
Yüksek itibar, yüksek mertebe, manevi büyüklük veya yücelik. Arapça şaraf (>şeref: ‘manevi büyüklük) kelimesinden Osmanlıca aracılığıyla Türkçeye intikal etmiş. Şeref sözündeki şer kökü belirlendiği kadarıyla ‘yüksek, yüce, ulu’ karşılığındaki Akadca şiru (m) sözcüğünden kaynaklanmaktadır. Bu sözün Sumerce karşılığı uru’dur. Akadca sarādum (=yüklemek) sözündeki sar kökünün şērum (=yüksek ova) kelimesindeki şēr ile ilişkili olduğu kanısındayım. Akadcada şērum sözü, genellikle ‘yüksek’ karşılığında telaffuz edilmiştir. Böylece şeref kelimesindeki şer sözcüğü gibi ‘yükseliş’i dile getirmektedir. Günlük dilde en çok telaffuz edilen sözler arasında şerefli–şerefsiz sözleri yer almaktadır. Hiç şüphe yok ki, bu ayrım yüksek vicdani duyguların varlığıyla ölçülmelidir.
Araplarda bir şeyin veya bir mevkinin yüksekçe yerine de şeref denilmiş. Aslında minarenin kendisi şerefedir; fakat minarelerin çıkıntılı yerlerine şerefe denilerek bu tanımlama yerleşmiştir. Çok önceki devirlerde devenin hörgücü için aynı söz kullanılmıştır. Farsça ve Kürtçe şeref, Tacikçe şaraf kelimeleri Türkçe eksenli dillerde de yer almıştır. Özbekçe şäräf, Uygurca şarap ve Azerice şäräf şekliyle ifade ediliyor. Türkçeye yakın dillerde şeref sözü yerine namıs veya namus da denilmektedir. Arapça aşrāf (=şeref ve itibar sahibi kimseler) sözü Türkçede eşraf şekliyle yer etmiştir. Arapçada yine şerif sözüne dayanan aşraf (=şerefli, onurlu) sözü Türkçede eşref diye biliniyor.
Türkçede şeref sözü, şeref kıt’ası, şeref tribünü, şeref locası, şeref konuğu, şeref madalyası, şeref payesi, şeref salonu, şeref vermek, şeref katmak, şeref duymak, şeref bulmak, şereflendirmek, şerefe içmek, şerefine içmek gibi birçok deyim ya da söz bulunmaktadır. Şeref, şerif ve eşref kelimeleri Orta Doğu ve Ön Asya’da şahıs adı olarak da tercih edilmektedir.