Sırma
20 Şubat 2021
Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel. Eski Yunanca sirō (=çekmek) yüklemiyle bağlantılı olarak Eski Yunanca sesirmai (=çekmek, sürüklemek, uzatmak, germek) sözcüğünden kaynaklanmıştır. Eski Yunanca σύρμα ve Yeni Yunanca σύρμα (sirma: ‘çekilmiş olan, uzatılmış olan’) sözü Rumca yerel ağızlarda siro (=çekmek) ve sirmon (=çekme) şekilleriyle biliniyor. Sırma kelimesinin Türkçe sıyırmak sözünden türetilmiş olduğuna dair açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü ne Orta Çağda ne de sonraları Türkçede sırma kelimesi kullanılmamıştır. Kaşgarlı Mahmud, Yusuf Has Hacib gibi bilgeler de de sırma sözcüğünden söz etmemişler. Ayrıca günümüzde de Türkçe eksenli dillerde sırma yerine farklı kelimeler ifade ediliyor. Böyle olunca ‘sırma’nın Türkçeden Yunancaya geçtiği savı havada kalmaktadır. XII. yüzyılda Selanikli Eustathios, Homeros’un Odisseia adlı eserinin bir yerine yaptığı açıklamada σύρμα (sirma) kelimesini ‘gümüş teli’ karşılığında aktarmıştır.
Türkçede sırma saçlı deyimi edebiyat alanında bolca ifade edilmektedir. Kürtçe sözlüklerin bir kısmında surme (sürme) ile sırme (sırma) sözcüklerinin birbirine karıştırıldığı görülüyor. Oysa her iki sözcüğün hem içeriksel hem de etimolojik açıdan farklı oldukları göz ardı edilmemelidir. Gürcüce sirma (=sırma) ve Arnavutça serm (sırmalı) sözleri bulunuyor. Yunancada ‘saman’ karşılığında sirma sözcüğü dile getirilmiş. ‘Sırma’nın samana benzerliği ayrıca dikkatleri çekmektedir.