Siroz
26 Aralık 2020
Karaciğerde hücre bozulmasına yol açan doku harabiyeti. Karaciğerde irinleşme veya körelme, deri sararması, çabuk yorulma, iştahsızlık, karın şişliği, bulantı ve benzer durumlar görülen kronik bir hastalık. Siroz kelimesi Eski Yunanca kerion (=balmumu), keraino (=harap etmek, yıkmak) sözleriyle bağlantılıdır. Antik Yunanda Ker veya Kerós ‘ölüm tanrıçası’ idi. Çağdaş Yunancada keròs ‘mum, bal mumu’ karşılığındadır. Siroz hastalığında ciltte balmumu rengi belirginleşir. Yunanca kirrosi (=siroz) sözü Yunanca keròs (=mum, balmumu) ile ilişkilidir. Fransız hekim René -Théophile-Hyacinthe Laennec (1781-1826) bu kronik karaciğer hastalığı için, hastaların bal mumu rengi almaları nedeniyle Yunanca keròs sözüne istinaden Fransızca cirrhose (siroz) adını kullandı. Latince cēra ve Fransızca cire (sir:’balmumu’) sözleri aynı karşılıktadır. Yunancada kirosse, İngilizce cirrhosis, Almanca Zirrhose, İtalyanca cirrosi, İspanyolca cirrosis, Portekizce cirrose, Rusça tsirroz, Sırpça ciroza, Bulgarca tsiroza, Ermenice ts’irroz, Macarca cirrózis, Hintçe sirosis, Gürcüce tsirozi ve Kürtçe siroz veya şîroz diye biliniyor. Yunanca kirrosi, Latince cirrhosis, Farsça ve Azerice siroz, Katalanca cirrosi, İsveççe cirros sözleri ‘siroz’ karşılığında telaffuz edilmektedir.