Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Som

1 Ocak 2021

     Saf, katışıksız, halis, tümüyle, tamamen; kaplama olmayan. Türkçede kullanılan som sözcüğü Orta Çağ Türkçesindeki son sözcüğüyle ilişkilidir. Kaşgarlı Mahmud’un sözlüğünde son sözcüğü şu şekilde açıklanmıştır: “ ‘son altun=som altın’. Bu, bir parmaktan bir arşına kadar uzunluğunda olabilir.” Aynı sözlükte son sözcüğü “som, içi dolu madenden olan şey” olarak da açıklamaktadır. Kazakça som ‘saf, arı’; Kıpçakçada som  ‘altın, gümüş vb.’ karşılığında belirtilmiştir. Som sözcüğü Orta Çağda Türkçeye Hintçe ve mücavir dillerden intikal etmiştir. Bu bağlamda Hintçe sōnā (=altın) sözcüğüyle bağlantılıdır. Nepalce suna, Bengalce Sōnāra, Pencapça Sōnā, Urduca suna, Sindhice sun sözleri de ‘altın’ karşılığında dile getirilmektedir. Aynı karşılıkta Sanskritçe suvarna, Malayamca svarnam sözleri de ‘altın’ olarak biliniyor. Farklı dillerden ve aynı karşılıktaki sözcükler kimi zaman yan yana gelmişlerdir: Darağacı, nüans farkı, som altın gibi. Güney Asya’nın Aryen Dillerinden kaynaklanan som (=altın) sözcüğü altın sözcüğüyle yan yana gelince ‘saf altın’ veya ‘bütünüyle altın’ karşılığında algılanıyor. Bu algılama bugünkü Türkçede de varlığını devam ettirmiştir.