Su
30 Ocak 2020
İki molekül hidrojen ile bir molekül oksijenden oluşup deniz, göl, ırmak, dere, çeşmeleri meydana getiren ve olağan durumda sıvı halde bulunan madde. Orta Çağ Türkçesindeki suw (=su) sözcüğünden dönüşmüştür. Çince shuĭ (şui) sözcüğüyle bağlantılıdır. Çinceden başta kuzey komşuları olmak üzere Türkçe ya da Türkçeye yakın bir dille konuşan boylara da intikal etmiştir. Bu bağlamda Kazakça, Türkmence ve Özbekçe suv; Azerice, Kırgızca, Tatarca ve Uygurca su şeklindedir. Moğolca us ile Japonca mizu ‘su’ demektir. Kürtçe mîz sözü ‘sidik, çiş, idrar’ olarak bilinmektedir. Cermence sêo (=deniz, göl), İngilizce sea (=deniz, göl, büyük su, dalga), Zendce sna (=su akmak), Sanskritçe sava (=usare), Almanca See (=deniz, göl), Eski Saksonca saf (=usare), Latince sucus (=nem, rutubet) örnekleri de birbirine benzer şekildeki söz konusu kelimelerin tarihsel münasebetine işaret etmektedir.