Şuh
13 Kasım 2020
Davranışlarında serbest ve aşırı neşeli, kahkahalı olan kadın. Aynı karşılıktaki Farsça şūḫ sözcüğünden alınmadır. Farsça şūḫ-rȗ (=şuh yüzlü), şūḫ-meşreb (=şuh yaradılışlı) ve şūḫ-çeşm (=utanmaz) gibi sözler kullanılıyor. Farsça şūḫ kelimesi Akadca şuḥḥum (=sevinmek, kahkaha atmak) kelimesiyle bağlantılı olmalıdır. Akadca şuḥḥum ise Sumerce zu kökü ile bağlantılı olabilir. Akadca şeiḥtum (=sevinç) kelimesinin de ortak kökenden gelmiş olması mümkündür. Kürtçe şoḥ (=aşırı neşeli ve cilveli) ve şoḥ ȗ şeng (=cilveli, çekici) sözleri telaffuz ediliyor. Tacikçe ve Beluçça şoḥ veya şuh kelimeleri telaffuz ediliyor. Uygurca şoḥ, Azerice şuḥ şekliyle kullanılmaktadır. İlk Çağ’da Akadlılar ‘gülme’ karşılığında şūḥum diyorlardı. Günümüze dek varan şuh sözcüğü buradan kaynaklanmaktadır. Ayrıca Akadca şiaḥum/şaḥûm/satum (=gülmek, sevinmek) sözleri de biliniyordu. Özgün şekliyle yalnızca ‘gülmek, neşelenmek’ iken Farsça -Türkçe sözlüklerde şuh/şûh sözüne farklı boyutlar eklenmiştir. Farsça şûh karşılığında ‘neşeli, sevinçli; sevgili, güzel’ sözlerinin yanı sıra ‘utanmaz, hayasız, küstah, arsız’ hakaretleri de sıralanmıştır. Farsça üzerinden Osmanlıcaya geçerek, bu dilde ‘aşırı neşeli’ karşılığıyla birlikte ‘hareketlerinde serbest’ olarak da algılanmıştır. Osmanlıcadan Türkçeye intikal eden şuh sözcüğü Türkçede ‘neşeli, cana yakın ve serbest kadın’ karşılığında ifade edilmiştir.