Şükûfe
1 Ocak 2021
‘Çiçek’ karşılığıyla bilinen şükûfe sözü kadın adlarındandır. Farsça şükûfe (=çiçek, çiçek açmak) sözünden gelmektedir. Bu söz aynı dildeki şikûften (=çiçek açmak, açmak) fiiliyle bağlantılıdır. Bu fiil ‘çiçek açmak’la ilgili Pehlevice wiškuftan ve škuftan sözlerine dayanıyor. Bugün Farsçada ‘çiçek açmak’ karşılığında şkûfe şuden yüklemi de kullanılıyor. Pehlevice wiškōfag, biškōfa, biškōfag, škofag, škof kelimeleri de çiçekle ilgilidir. Bu sözlerin Avestaca ‘çiçek’le ilgili olan aiwiš sözünden kaynaklandığı belirlenmektedir. Öte yandan Eski Yunanca skύfos (=kupa, bardak, sürahi, vazo) sözüyle bir münasebetin olması mümkündür. Bununla birlikte asıl kökenin Eski Kuzeybatı İran Dilleri olduğu anlaşılıyor. Farsçadan Osmanlıcaya intikalen şükûfedan (=çiçek konulan sürahi, vazo), şükufte (=açılmış) ve şükûfezar (= çiçek bahçesi) sözleri telaffuz edilmiştir. Farsçada şikûfte (=açılmış), şikûfe–zar (=çiçek yeri/çiçek bahçesi), şikûfe kerden (=tomurcuklanmak) ve şikûfe bâr âverden (=çiçek açmak, çiçeklenmek) sözleri bilinmektedir. XVIII. yüzyılda Osmanlılarda yayılan çiçek minyatürlerine de şükûfe denildi. Bunda Avrupa’da Rönesansla birlikte gelişen resim sanatının da etkisi vardır. Şükûfe tarzı bezemeler kitap ciltlerinden çinilere değin birçok alanda uygulanmıştır.