Suna
15 Eylül 2020
Kadın şahıs adlarındandır. Urduca ve Nepalce suna, Sindhice sun, Pencapça ve Bengalce sōnā, Hintçe sona kelimeleri ‘altın’ karşılığındadır. Bu sözler, Sanskritçe suvarnam (=altın) ile bağlantılı görünmektedir. İranî Dillerde zerin (=altın, altınsı) kelimesi gibi Hint ve mücavir bir kısım Aryen Dillerde suna/sona (=altın) sözünün kullanılmış olduğu görülüyor. Bununla birlikte, kadın adı olarak Suna’nın sonraları Moğolca sona (=erkek ördek) sözüyle ilişkilendirilmiş olması olasıdır. “Uzadır boynunu arar eşini/ Bir tek suna gördüm göl kenarında” (Karacaoğlan). “İki suna gördüm indi bu bağa/ Onlar sayesinde bağa nur yağa” (Emrah).
Kaşgarlı Mahmud, “sun kişi” derken ‘yumuşak huylu’ olan kimseyi belirtiyor. Türkçeye yakın dillerde pek ender de olsa sun veya sün sözlerinin ‘uzamak’ ile ilişkilendirildiği görülüyor. Türkmencede uzamak sözünün yanı sıra süynmek de deniliyor. Kırgızcada kol sunu (=uzanmak) kelimesi de biliniyor. Kaşgarlı ‘evin kirişleri’ne sunı demiş. Kırgızcada sono (=yabani ördek) ve Kazakça sono (=at sineği) sözleri bulunmaktadır. Birçok yörede suna sözünün ‘erkek ördek’, ‘güzel ve sağlıklı hayvan’, ‘yaprakları ince maydanoz benzeri bitki’, ‘uzun boylu’ ve ‘boylu poslu’ gibi farklı karşılıklarda kullanıldığı belirleniyor.