Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Tandır

30 Aralık 2020

     Daha çok kırsal kesimde görülen yere çukur kazılarak veya kimi yerde toprak üstünde yapılan bidon şeklinde yukarıya doğru daralan, kenarları bombeli fırın. Tandır sözcüğünün Sumerceye dek vardığını belirlemekteyim. Sumerce ti-nuru (=soba), Akadca tinārum (=ocak, fırın, soba), İbranice ṭanor (=fırın, ocak), Süryanice tanura (=fırın), Kürtçe tendur, tennur, tandur; Arapça tannūr, Farsça tenur, Ermenice tonir ve en son Türkçeye geçerek tandır şeklini almış. Öyle anlaşılıyor tanur, tenur ve benzer şekillerde görülen nur veya nar sözcüğü ‘ateş ve ışık’ karşılığındadır. Türkçeye yakın dillere de intikal etmiştir. Kazakça, Kırgızca, Tatarca, Başkırtça tandır, Uygurca tonur, Özbekçe ve Azerice tändir, Türkmence tamdır. Rusçada da tandır sözü kullanılıyor. Farsça nan-i tenurî (=tandır ekmeği) sözü Kürtçede nanê tendurê (=tandır ekmeği) şekliyle dile getiriliyor. Bana öyle geliyor ki, Tendürek Dağları’na da volkanik bir dağ olması ve bir zamanlar lav püskürten krater ağızlarının birer tandırı andırması nedeniyle bu ad verilmiştir. Tandır kebabı, kuşbaşı et ve soğanla tandırda pişirilen et yemeği olarak beğenilmektedir.