Tarkan
27 Mayıs 2020
Baş, şef, reis, koruyucu, bekçi. Mensubu olduğu boyu koruyan, onların koruculuğunu, bekçiliğini yapan kimse. Orta Çağda Ön Asya’da yaygın bir unvan idi. Moğolca darug-a (=başkan, şef, reis, ihtiyar, müdür) sözüyle ilişkilidir. Moğolcada darugaçin (=yönetici) unvanı da biliniyor. Bununla birlikte, Ferdinand D. Lessıng “Moğolca-Türkçe” sözlüğünde Moğolca darug/a sözünün Farsça daroga’dan geldiğini belirtmektedir. İbrahim olgun ve Cemşit Drahşan’ın birlikte yazdığı “Farsça-Türkçe Sözlük”te “dārūğe: (esk.) Bekçibaşı” ifadesi yer almaktadır. Tarkan unvanı, Moğolca darug/a ve bu söze yol açan Eski Farsça daruga ile Çağdaş Farsçada bulunan dārūğe sözleriyle ilişkilidir. Bakü’de 2002 yılında “Şəxs Adları Lüğəti”ni yayımlayan Aydın Abi Aydın, sözlüğünde Azericedeki “Tarxan” (Tarḥan) adını “Qedim adlardandır. Bey, beyzade, asilzade, hörmetli şexs, möhterem adam, başçı, rehber” diye açıklamaktadır. Oysa, Tarkan adına yol açan Eski Farsça dārūgā (=bekçi, korucu, himaye eden) sözünün Sanskritçe tāra (=korucu, bekçi, kurtarıcı) sözüne dayandığı görüşündeyim. Bunlar ülke servetinin, mülkün ve kamu malının bekçisi sayılıyorlardı. Bu açıdan Farsça dāra’i (=mülk, servet, varlık, zenginlik) sözüyle de bir münasebetin olduğu kanısındayım. Ayrıca, tarḥan veya tarḳan unvanını taşıyanlar vergiden de muaf sayılıyorlardı. Bu gelenek Osmanlılara dek gelmiş, K. Sultan Süleyman zamanında Yahudi bir kısım tüccarlara Osmanlı ülkesinde serbest ticaret hakkı tanınmış ve üstelik bunlar vergiden de muaf sayılmışlardır. Bir başka ifadeyle, Yahudi tüccarlar Osmanlılarda tarḥan sayılmıştır. Bu bakımdan Osmanlılarda tarḥanlık, “muafiyet” ile bir tutulmuştur. Tarihte, İlhanlılar, Safeviler, Karakoyunlular, Akkoyunlular gibi daha birçok kurumsallaşmış toplulukların hiyerarşilerinde tarḥanlık geleneğinin ve dolayısıyla unvanının devam ettiği belirlenmiştir.
Türklerde bu unvanın tarḳan veya tarḥan şekliyle bir üstünlük unvanı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Göktürk (Köktürük) boy beyi Bilge Tonyukuk, Boylabağatarkan unvanıyla da anılıyordu. Türklerde önceleri apatarkan (=ulu rehber) unvanı da mevcuttu. Yine eski bir Türk şairinin adı Kül Tarkan olarak biliniyordu. Kutadgu Bilig’de bayan yöneticiler için terken unvanının kullanıldığı görülmektedir. Terken adının ‘Türklük’le ilişkisi olmadığı halde sehven Türkân diye telaffuz edildiği ve bugün dahi bayanlarda görülen Türkân adının aslının Terken (=bayan idareci) olarak tarihsel kayıtlarda yer aldığını görmekteyiz. Bin yıl önce terken (=mülkü koruyan, bayan korucu, bekçi) unvanı bu nedenle itibar görmüştür. Bu adı, Yusuf Has Hacib ve Kaşgarlı Mahmud da eserlerinde terken özgün şekliyle belirtmektedirler. Terken adının Tarkan adıyla etimolojik bir münasebetinin olması mümkündür. Zira, Yakutlarda görülen bitki tanrıçasının adı Ana Darḥan Katun idi. Öyle anlaşılıyor ki, bayanlar için terken ve erkekler için tarkan unvanları yaygın olarak boy beylerine, aşiret reislerine ve bir ailenin veya familyanın önde gelen şahsiyetlerine verilmiştir. Kimi kaynaklarda bu unvanların farklı telaffuzlarla da olsa İskitler/Sakalar ve Soğdlar başta olmak üzere bir kısım Aryen topluluklarda görüldüğü kaydedilmiştir.