Tav
2 Nisan 2021
İstenilen sıcaklık ve nem düzeyi. Canlıların besili olmaları. Mecazen uygun zaman ve durum; bir kimseyi istenilen noktaya getirmek, tavlamak. Kürtçe tav (=ısı, hararet, sıcaklık, güneş ışığı) sözcüğünden Türkçeye aktarılmış. Türkçede kullanılan demiri tavında dövmek cümlesinde demirin olması gereken sıcaklıkta dövülebileceğine işaret etmektedir. Kürtçe tav (=ısı, sıcaklık) sözü Sumerce tab (=ateş, yanık) kelimesinden kaynaklanmıştır. Sumerce bu söz, Farsçada ‘ışık’ karşılığında da ifade edilmiştir. Farsça tab (=ışık) sözüne istinaden aynı dilde Mah-tab (>Meh-tab>Mehtap: ‘ay ışığı’) kelimesi telaffuz edilmektedir. Avestaca tapāyeiti (=sıcak), Sanskritçe tápati ve Pehlevice taften ‘kaynamak’ karşılığındadır. Ermenice tap veya tapaḳ sözleri sıcaklığı belirtmektedir. Kürtçe tav veya taw, Afganca taba, Ossetçe/Alanca taft veya taf kelimeleri de sıcaklığı içeriyor.
Latince tepe veya tepere (=ısınmak),tepidus (=sıcak, hararet, ılık), tepōris (=sıcaklık, ılıklık) sözlerinin aynı kökten geldiği görülüyor. Sumerce tab kök sözcüğünden Eski İran-Hint Dillerine geçen benzer sözlerin Avrupa’ya da aynı karşılıkta intikal ettiği anlaşılmaktadır. Öte yanda Farsçada Güneş, Hurşîd sözünün yanı sıra aynı zamanda Aftab adıyla da biliniyor. İranlılar Semitik kökten gelen şemsiye sözüne karşılık, aftâb-gîr (=şemsiye) diyorlar. Bkz. Tava.