Turunç
19 Aralık 2020
Turunçgillerden kışın yaprağı dökülmeyen güzel kokulu beyaz çiçekli bir meyve ağacı. Türkçedeki turunç sözü Farsça turunc (=ağaç kavunu) kelimesinden alınmıştır. ‘Ağaç kavunu’ karşılığındaki Farsça turunc sözü aynı dilde bulunan turunc (=buruşuk, kıvrım, büklüm) kelimesine dayanmaktadır. ‘Ağaç kavunu’ da yüzü buruşuk olduğundan turunc adıyla anılmıştır. Farsça turuncîden (=buruşmak, kasmak, kasılmak, sıkılmak, kıvrım kıvrım olmak) yüklemiyle bağlantılıdır. Buna rağmen Farsçada utruc, utrunc, turunc, narenc sözleri de aynı karşılıkta telaffuz edilmiştir. Farsça turunc sözünün Farsça turuş (=kekre, dil buruşturucu, ekşi), turuşi (=ekşi suratlı), turşe (=kuzukulağı), turşî (=ekşi olan şey) ve turşiden (=ekşimek, kokmak) kelimeleriyle etimolojik açıdan bir münasebetin olması mümkündür. Çünkü narenciye denilen meyve grubu olan nar, limon, turunç, portakal ve mandalinada ekşilik bulunuyor. Turunc sözü tarihte bir dönem portakal karşılığında da ifade ediliyordu. Turunca da Sevilla portakalı da deniliyordu. Farsça turunc Kürtçede de turunc diye biliniyor.
Yunanlılar turunca neránçi veya pikro portakáli diyorlar. Turunca ‘acı portakal’ nitelemesi birçok dilde yer alıyor. İngilizce bitter orange, Rusça gorky apelsin, İtalyanca arancia amara, Romence portocala amara, Portekizce laranja amarga sözleri de ‘acı portakal; turunç’ karşılığındadır. Aynı nitelendirme Farsçada portaḳal-i talḥ ve Tacikçede aflesun-i talḥ şekliyle mevcuttur. Tacikler portakala aflesun derken bu sözün Rusça apelsin (=portakal) kelimesiyle ilişkili olduğu anlaşılıyor. Azerice turunc kelimesi dışında Türkçeye yakın dillerde turunç sözü yaygın değildir. Bir renk olarak bilinen turuncu kelimesi turunç rengini belirtmektedir.