Ümit
23 Eylül 2020
Arzu edilen, olması istenen, olması gerekene dair beklenti, umut. Pehlevice ummēd (=ümit, beklenti, umut) ve ummēdwar (=umutlu, ümit verici); Kürtçe umūd, umid, umut, hêvi; Afganca umēd, ummid, Beluçça ummēd, ummid, Nepalce omid, Tacikçe umed, Urduca umid, Pencapça umida sözleri Gürcücede imedi şekliyle yer alıyor. İranî Dillerdeki bu sözün Türkçede ümit ve umut olarak yer ettiği görülüyor. Türkçeye yakın dillere de intikal ederek Azerice ümid, Kırgızca ümüt, Kazakça ve Uygurca ümit, Özbekçe ümid, Tatarca ömit ve Türkmence umit biçimleriyle ifade edilmiştir. Türkçede ümit kapısı, ümidini kesmek, ümit vermek, ümit bağlamak, ümit beslemek, ümitvar ve ümidini kırmak sözleri de bulunuyor. Bir kısım dil bilimciler bu sözcüğün kökenini Eski İran Dilleri ya da Eski Hint Dillerinde aramaktadır. Bununla birlikte söz konusu sözcüğün Türkçede Kaşgarlı’dan bu yana bilinen um (=ummak) köküyle ilişkisi göz ardı edilemez. Ümid sözcüğünü Farsça, umut sözcüğünü ise Türkçe kökenli niteleyip ikisini birbirinden ayrı göremeyiz. Her iki söz, birbirinin varyantıdır. Kaşgarlı’nın belirttiği umdu (=istek, dilek, tamah) ve umçı (=dilenci) sözcüklerinin de İrani Dillerdeki ummēd (=ümit) sözcüğüyle etimolojik münasebetinin olduğu anlaşılmaktadır. Yunanca umúti, Sırpça úmid ve Arapça ūmuẕ ‘beklenti’ karşılığındadır. Yunanca ve Sırpçaya Osmanlıca, Arapçaya Farsça üzerinden intikal etmiştir.