Ütü
25 Aralık 2019
Buruşan giysileri düzeltmeye yarayan demir araç. Ütü İÖ.’ki devirlerde ilk kez Çinliler tarafından kullanıldığı nakledilmektedir. O zamanlar Çin ütüleri demir çubuklar şeklindeydi. Isıtılan demir çubuklar giysiler üzerinde gezdirilerek, düzeltmeler yapılıyordu. Kudret Emiroğlu’nun aktardığına göre, “bilinen en eski, odun kömürü yakılan tava biçimindeki ütü Çin’de bulunmuştur ve İÖ. 3.yüzyıla aittir” (K. Emiroğlu, “Gündelik Hayatımızın Tarihi”,T.İş Bank. Kültür Yay., Ankara 2012, s.166). Çubuk ütüler, Yunanlılar ve Romalılarca da kullanıldı. Demir döküm ütülerin içine birçok zaman kızgın tuğlalar bırakılıyordu. XIX. yüzyılın sonlarına doğru elektrikli ütüler üretildi. Buna karşın, Anadolu’da 1960’lı yıllara dek içine ateş konulan demir döküm ütüler kullanılıyordu. Hasan Eren’in aktardığına göre, ünlü Rus Sinoloğu Peter A. Boodberg (1903-1972), ütü sözcüğünün Çinceden alındığını öne sürmüştür. Çince ütüğ (=ütü) sözcüğünün çok öncelere ait olduğu kimi kaynaklarca aktarılmaktadır. Farsçada kullanılan od (=ateş) sözcüğü bununla ilişkili olabilir. Bu sözcüğün Farsça üzerinden Türkçe konuşan halklara intikal etmiş olduğu sanılmaktadır. Uygurca, Türkmence ve Kırgızca ütük; Kazakça ötek, Başkırtça ve Tatarca ütik, Azerice ütü, Rusça utüg sözleri ‘ütü’ karşılığındadır. Balkan Dillerinde de utiya ya da yutiya şeklinde telaffuz edilmektedir.
Orta Çağ’da İran Dillerindeki Odman şekli, ‘ateş sahibi’ karşılığında ifade edilmiş olmalıdır. Odman (>Otman) adının Zerdüştiliğe özgü bir şahıs adı olduğunu sanıyorum. Od kökü ‘ateş’ olarak bilinmektedir. Odun sözü de bununla bağlantılıdır. Ateş sözündeki at ön harfleri ile Deylemilerdeki ‘ateş’i belirten adar ya da adır sözlerindeki ad ön harfleri de ateşi ifade etmektedir. Bu bağlamda, Yukarı Fırat Bölgesi’ndeki Kürtçede ‘ütü’ karşılığında oti, öti, üti gibi sözlerin kullanıldığına tanık olmaktayız. Kaşgarlı Mahmud, ütük (=ütü) sözcüğünün yanı sıra ütrük (=ütücü), üti (=ütülemek) ve üt (=yakmak, ütmek) sözcüklerini de belirtmektedir. Kimileri Kaşgarlı’nın yazdığı üt ve üti sözcüklerini sadece ‘kıl yakmak’ şeklinde anlayabilirler; oysa, o zamanlar daha çok kıldan yapılma elbiseler giyildiğinden bu şekilde örneklenmiştir. Bu sözler, genel olarak ‘yakmak’ ya da ‘ütülemek’ olarak algılanmalıdır.